Türk Tekstili Fırtına Gibi Esiyor: 9 Ayda 7 Milyar Doları Aşan İhracat ile Rekor Kırdı!
Tekstilde 9 aylık ihracat 7 milyar doları geçti

Dünya ekonomisinin inişli çıkışlı seyrine inat, Türk tekstil sektörü adeta bir fırtına gibi esiyor. Öyle ki, bu yılın ilk dokuz ayında ihracat performansıyla göz kamaştıran sektör, 7 milyar dolarlık o devasa barajı aşmayı başardı. Kim demiş tekstil öldü diye? Tam aksine, Türkiye'nin bu geleneksel gücü, modern dünyada da tahtını korumakta kararlı.

Aslında durup düşününce... Dünyada ekonomik belirsizlik kol gezerken, Türk tekstilinin bu direnci gerçekten takdire şayan. Hazır giyimdeki 4,5 milyar doları aşan ihracat, tekstil ürünlerindeki 2,5 milyar dolarlık performans—bunlar rastgele rakamlar değil. Adeta 'biz buradayız' diyen bir sektörün gurur tablosu.

Avrupa'nın Gözdesi Olmak Kolay Değil

İşin sırrı nerede mi? Bence kalite ve güvenilirlikte yatıyor. Almanya, İspanya, Fransa, Hollanda ve İngiltere gibi Avrupa'nın en titiz pazarlarında Türk mallarına olan talep—inanın—tesadüf değil. Müşteri memnuniyetinde gösterdiğimiz özen, teslimat sürelerindeki dakiklik, ürün çeşitliliğindeki zenginlik... Bunların hepsi bir araya gelince, rakamlar kendiliğinden konuşuyor.

Geçen gün bir tekstilciyle sohbet ediyordum da, 'Artık sipariş yetiştiremiyoruz' diyordu. Aslında bu şikayet değil, gururdu. Çünkü talep o kadar yoğun ki, üretim hattı durmak bilmiyor.

Rakamlar Ne Diyor?

  • Hazır giyim ihracatı: 4,5 milyar doları aştı (inanılmaz!)
  • Tekstil ürünleri ihracatı: 2,5 milyar dolar civarında
  • Toplamda 7 milyar dolar barajı resmen aşıldı
  • Avrupa pazar payı: %60'ları geçmiş durumda

Bu rakamlar sadece istatistik değil—binlerce insanın emeği, onlarca fabrikanın teri, yüzlerce tasarımcının hayali demek. Ve en önemlisi, Türkiye'nin dış ticaret dengesine yaptığı katkı.

Peki Ya Gelecek?

Gel gör ki, her güzel hikayenin bir de zorlu tarafı var. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar, enerji maliyetleri, küresel rekabet... Bunlar sektörün önündeki engeller olarak duruyor. Ama şunu söylemeden geçemeyeceğim: Türk tekstilci, zorluklarla mücadele etmeye alışık. Yıllardır ayakta kalmanın sırrı da burada yatıyor zaten.

Belki de en çarpıcı nokta şu: Tekstil—evet, o 'geleneksel' dediğimiz sektör—hâlâ Türkiye'nin en güçlü kozlarından biri. Dijitalleşme, sürdürülebilirlik, yeşil dönüşüm derken, sektör kendini yenilemeyi de ihmal etmiyor. Yani bu gidişat tesadüf değil, planlı ve emek dolu bir başarı hikayesi.

Sonuç olarak? Türk tekstili, 2024'te de taşı gediğine koydu. 7 milyar dolar—bu sadece bir başlangıç. Önümüzdeki dönemde, özellikle yüksek katma değerli ürünlerde çok daha büyük başarılar göreceğiz. Çünkü bu sektör—biraz da inatçıdır—pes etmeyi bilmez.