
Dünya adeta durdu bugün. Ya da durmalıydı en azından. Sınıflarda hiç olmadığı kadar boşluk hissedildi; o boş sıralar aslında doldurulamaz bir acının, Gazze'de yaşamını yitiren yüzlerce çocuğun sessiz çığlığını haykırıyordu adeta.
Kimileri için sıradan bir pazartesiydi belki, ama dünyanın dört bir yanındaki öğrenciler için tarihe not düşülecek anlardan biri. Türkiye'den Filistin'e, Ürdün'den Endonezya'ya kadar onlarca ülkede öğrenciler, okula gittiler evet, ama sıralarına oturmadılar. Yerine, Gazze'de bombalar altında can veren çocukları temsilen sıraları boş bıraktılar.
Bir Fotoğrafın Yarattığı Dalga
Her şey, sosyal medyada dolaşan o çarpıcı fotoğrafla başladı aslında. Filistinli bir baba, enkaz altından çıkarılan çocuğunun cansız bedenini kucağında tutarken... Bu görüntü, dünyanın vicdanında adeta bir sızı bıraktı. İşte o an, bir grup öğrencinin "Artık yeter!" demesine neden oldu.
Ve öyle bir dalga yarattı ki bu eylem... Sosyal medyada #BoşSıralar etiketiyle trend olunca, her yerden destek yağmaya başladı. Öğretmenler, veliler, hatta okul yöneticileri bile katıldı bu sessiz isyana. Kimi okullarda derslerin ilk 10 dakikası bu konunun konuşulmasına ayrıldı, kimi okullarda ise öğrenciler sınıflara siyah kurdeleler astı.
Peki Ya Türkiye'de Durum Ne?
Bizim ülkemizde de durum farklı değildi hani. İstanbul'dan İzmir'e, Ankara'dan Bursa'ya kadar onlarca okulda öğrenciler sıralarını boş bırakarak Gazze'deki akranlarını andı. Bazı okullarda öğrenciler, boş sıralara kırmızı karanfiller bıraktı, bazılarında ise her boş sıraya bir melek figürü...
Aslında olan biten sadece bir eylem değil tabii. Bu, gençliğin dünya meselelerine olan duyarlılığının en somut göstergesi. "Biz buradayız, sizin acınızı hissediyoruz" demenin belki de en etkili yolu.
Velilerden gelen tepkilere gelince... Kimi "Çocuklarımız siyasete alet ediliyor" diye serzenişte bulunsa da, çoğunluk bu durumu takdirle karşıladı. Bir anne şöyle diyor: "Oğlum eve geldiğinde 'Anne, bugün sıramı Gazze'de ölen Yusuf için boş bıraktım' dedi. Gözlerindeki o duygu yüklü ifadeyi anlatamam."
Eğitim uzmanları ise bu durumu oldukça olumlu buluyor. Dr. Mehmet Yılmaz'ın dediği gibi: "Gençlerin küresel meselelere bu şekilde duyarlılık göstermesi, aslında eğitim sistemimizin ne kadar doğru işlediğinin bir göstergesi. Empati kurmayı öğreniyorlar."
Peki ya sonra? Bu eylem dalga dalga yayılmaya devam edecek mi? Görünen o ki bu sessiz çığlık, dünya liderlerinin de kulaklarını çınlatacak. Belki de o boş sıralar, bir gün barışın dolduracağı boşluklar olarak kalacak hafızalarda.
Unutmamak gerek: Arkasında kimse oturamayan her sıra, aslında bir çocuğun geleceğinin çalındığının sembolü. Ve bugün o sıraları boş bırakan çocuklar, yarın belki de bu acıları sonlandıracak adımları atacak insanlar olacak.