Hayat bazen öyle tuhaf tesadüflerle dolu ki, insan 'gerçek olamaz' diyor. Tam 41 yıl boyunca aranıp durulan bir adam, nihayet deşifre oldu. Hem de binlerce kilometre ötede, memleket topraklarında.
1984 senesi... Almanya'nın Duisburg şehri. Soğuk bir kasım akşamında, 25 yaşındaki bir genç hunharca katlediliyor. Olay yeri kan revan içinde, ama katil ortada yok. Sanki buhar olup uçmuş.
Kayıp Yıllar ve Yeni Kimlik
Zanlı, olaydan sonra adeta yok oldu. Almanya'dan Türkiye'ye geçtiği tahmin ediliyordu ama kimse emin olamıyordu. Meğer ne akıllıca bir plan yapmış! Yepyeni bir kimlikle, sıradan bir hayat kurmuş kendine. Komşularına göre 'sessiz, sakin bir adam'dı. Kim bilebilirdi geçmişinde böyle karanlık bir sır taşıdığını?
Polis dosyaları yıllarca tozlanıp durdu. Ta ki modern teknoloji devreye girinceye kadar.
DNA'nın Konuştuğu An
Olay yerinden alınan kan izleri ve DNA örnekleri, yıllar sonra haykırmaya başladı. Alman ve Türk polisinin ortak çalışması -inanılmaz bir detay bu- sonuç verdi. Zanlının Türkiye'deki akrabalarından alınan DNA örnekleri, olay yerindeki izlerle birebir eşleşti.
İşte o an her şey değişti. Artık kayıp değildi.
Son Perde: Sessiz Bir Sabah Baskını
Sabahın erken saatleri... Sıradan bir gün gibi başlıyordu her şey. Ta ki polis ekipleri kapıyı çalana kadar. Zanlı, yıllardır sürdürdüğü normal hayatının aniden sona erdiğini anladığında sanırım şaşırmamıştır. Belki de hep bekliyordu bu anı.
İfadesinde 'Ben yapmadım' dese de, kanıtlar aksini söylüyor. DNA'nın yalan söylemediği kesin.
Şimdi adalet için yeni bir süreç başlıyor. 41 yıl sonra gelen bir yargılama... Ne diyeceksiniz buna? Geç de olsa adalet yerini bulur mu sizce?
