Antalya'da tam 48 yıllık hapis cezasıyla aranan bir firari, neredeyse bir ömür süren kaçış macerasının ardından nihayet yüzüstü bırakıldı. Düşünün, 48 yıl... İnsan ömrünün neredeyse yarısı kadar bir süre.
Olay aslında şöyle gelişti: Emniyetin üstün çabaları sonucunda, firari konumundaki bu hükümlü için özel bir operasyon düzenlendi. Ve işte o an geldiğinde, saklandığı yerden çıkarılırken yüzündeki ifadeyi tahmin edebiliyor musunuz? Tam bir şaşkınlık karışımı hayal kırıklığı.
Uzun Soluklu Bir Kovalamaca
Bu kadar uzun süre nasıl saklanabildi diye merak ediyorsunuz değil mi? Aslında cevabı basit: Sürekli yer değiştirerek, farklı kimlikler kullanarak ve tabii ki şansının da yaver gitmesiyle. Ama her şeyin bir sonu var, nihayet onun için de geldi.
Operasyon ekibindeki bir polis memuru, "Yıllardır peşindeydik, pes etmeyi hiç düşünmedik" diyor. Gerçekten de adalet için verilen bu mücadelede emniyet güçlerinin kararlılığı takdire şayan.
Sonun Başlangıcı
Peki nasıl yakalandı? İşte en can alıcı kısım burası: Küçük bir hata, aslında çok basit bir ihmal. Günlük rutininde yaptığı ufak bir değişiklik onu ele verdi. Demek ki kaçak yaşamanın da bir bedeli var - sürekli tetikte olmak, en ufak hatanın bedelini ağır ödemek.
Yakalandığı andaki görüntüleri düşünüyorum da... O anki şaşkınlığını, belki de bir miktar rahatlamayı hayal edebiliyorum. Sonuçta sürekli kaçmak, saklanmak insanı yorar.
Şimdi ise hücresinde, 48 yıllık o dev cezayı düşünüyor olmalı. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan, bir bakmışsın hayatının geri kalanı planlanmış.
Bu olay bize şunu gösteriyor: Adalet her zaman, her yerde - sadece bazen biraz sabır gerektiriyor. Antalya'da kapanan bu dosya, aslında diğer firariler için de bir uyarı niteliğinde. Kaçış yok, er ya da geç hesap vermek var.