
Pazar sabahının o dinginliği, kurşun sesleriyle paramparça oldu. Amerika Birleşik Devletleri'nin Ohio eyaletinde, insanların ibadet için toplandığı bir kilise, birdenbire bir kabusa dönüştü. Silahlı bir saldırganın, tam da ayin sırasında ateş açması, her şeyi altüst etti.
Olay anını yaşayanlar, "Cennetten cehenneme bir anda düştük" diyor. Bir an önce duaların yükseldiği mabed, bir saniye sonra tam bir kaos alanına dönüştü. İnsanlar neye uğradığını şaşırmış halde kaçışmaya çalışırken, çığlıklar birbirine karıştı.
Sayılar Değil, İnsanlar
Resmi rakamlara göre yaralı sayısı onlarla ifade ediliyor ama aslında her bir yaralı, bir ailenin parçası. Her biri bu sabah sadece Tanrı'ya yakarmak için gelmişti. Kimi yaşlı, kimi genç, kimi de çocuktu. Hepsi aynı korkuyu paylaştı şimdi.
Polis, olay yerine adeta yıldırım hızıyla ulaştı. Ancak saldırganın -ne yazık ki- kaçmayı başardığı belirtiliyor. Şu anda tüm eyalet çapında kapsamlı bir operasyon yürütülüyor. "Aranan bu kişiyi bulacağız" diyor yetkililer, ama bu sözler mağdurların yaralarını ne kadar sarabilir ki?
Akıllardaki Soru İşaretleri
- Saldırgan tek kişi miydi, yoksa daha büyük bir planın parçası mı?
- Hedef seçilmiş bir kilise miydi, yoksa rastgele bir saldırı mı?
- Bu tür yerlerde güvenlik önlemleri yeterli mi?
Aslında bu sorular, benzer olaylar sonrası hep soruluyor. Ama cevaplar genellikle yetersiz kalıyor. Amerika'da ibadethaneler -ne yazık ki- giderek daha fazla hedef haline geliyor. Bu durum, toplumun temel dokusuna yönelik ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Olayla ilgili soruşturma tüm hızıyla sürerken, bölge sakinleri derin bir şok yaşıyor. "Burası sakin bir yerdi, böyle şeyler olmazdı" diyenlerin sesi titriyor. Belki de artık hiçbir yerin "sakin" olmadığını anlamanın verdiği bir titreme bu.
Peki ya sonrası? Yaralılar için dualar ediliyor, aileler için endişeleniliyor. Ama asıl mesele, bu tür trajedilerin tekrarlanmaması için ne yapılacağı. Bu sorunun cevabı ise hala belirsizliğini koruyor.