O gün Çağlayan Adliyesi'nin önü her zamanki gibi kalabalıktı. İnsanlar koşturmacanın içinde kendi dertleriyle meşguldü. Kimse birkaç dakika sonra yaşanacakları tahmin edemezdi doğrusu.
Birdenbire her şey altüst oldu. Bir adam, elindeki silahı şakağına dayamıştı. Etraftaki insanlar donakaldı - ne yapacaklarını bilemediler. İşte o an, polis ekipleri olay yerine intikal etti.
Gergin Pazarlık ve Ani Hareket
Polismemurları, adama sakin olması için yalvarıyordu. "Silahı bırak" diye sesleniyorlardı. Ama o, gözlerinde kaybolmuş bir ifadeyle, kendi iç hesaplaşmasını yaşıyor gibiydi. Sanki zaman durmuştu orada.
Sonra her şey çok hızlı gelişti. Polis müdahale etmek üzereyken, adam aniden silahı çevirdi ve kendi bacağına ateş etti! Kurşun bacağını delip geçti. Etrafa kan yayıldı.
Olay Yerinde İlk Müdahale
İnsanlar çığlık attı. Polis ekipleri hemen yaralı adama müdahale etti. Ambulans çağrıldı ve kısa sürede olay yerine ulaştı. Sanırım o an herkesin yüreği ağzındaydı.
Yaralı şahıs, aceleyle hastaneye kaldırıldı. Durumunun ciddi olduğu söyleniyordu. Hayatının tehlikede olup olmadığı ise henüz bilinmiyor.
Olay Sonrası Adliye Çevresi
Olay yerinde güvenlik önlemleri artırıldı. Çevredeki vatandaşlar şaşkınlık içindeydi. Böyle bir şeyi beklemiyorlardı hiç. Adliye önünde yaşanan bu dram, herkeste derin bir şok etkisi yarattı.
Emniyet yetkilileri soruşturma başlattı. Adamın kim olduğu ve böyle bir eylemde bulunma nedenleri araştırılıyor. Belki de içinde bulunduğu çaresizlik onu bu radikal karara itmişti - kim bilir?
O gün Çağlayan'da yaşananlar, aslında toplum olarak ne kadar kırılgan olduğumuzu bir kez daha gösterdi bence. İnsanlar bazen öyle noktalara geliyor ki, geri dönüşü olmayan yollara sapabiliyorlar.
