Ankara'nın göbeğinde, Çankaya'nın o meşhur caddelerinden birinde ilerliyorsunuz. Arabanızın lastikleri adeta bir lunapark treni gibi inip kalkıyor. Eh, artık buna sürüş denirse tabii! Mahalle sakinleri ise bu durumu özetliyor: "Sata sata bitiremediler!"
Düşünsenize, aylardır aynı manzara. Kazmalar, kürekler, iş makineleri... Bir gün başlıyor çalışmalar, ertesi gün duruyor. Sonra yeniden başlıyor. Adeta bir kısır döngü.
Vatandaşın Sabrı Tükendi
"Her gün işe giderken arabamın altından ne sesler geliyor, anlatamam" diyor apartman sakinlerinden Ayşe Hanım. Yüzünde hem öfke hem de çaresizlik okunuyor. "Geçen hafta misafirim vardı, araba öyle bir sarsıldı ki, neredeyse kafasını camdan çıkaracaktı."
Bazıları ise daha yaratıcı çözümler bulmuş. "Artık rotamı değiştirdim" diye anlatıyor emekli öğretmen Mehmet Bey. "Evden çıkıyorum, soldaki çukurdan kaçıyorum, sağdaki tümsekten atlıyorum. Eh, artık buna günlük egzersiz diyorum!"
İş Makineleri Geliyor, Gidiyor
En tuhafı ise çalışma düzeni. Pazartesi geliyor ekipler, çukur açıyorlar. Salı günü yoklar. Çarşamba yarım gün çalışıp gidiyorlar. Perşembe? O gün yağmur yağdı diye çalışmıyorlar. Cuma ise hafta sonu yaklaştı diye erken paydos.
Bir esnafın dediği gibi: "Burası artık inşaat alanı değil, açık hava müzesi oldu. Gelen turistler fotoğraf çekiyor!"
Yetkililer Ne Diyor?
Belediyeden gelen açıklamalar ise -şaşmayın- her zamanki gibi: "Çalışmalarımız titizlikle sürüyor" ve "En kısa sürede bitirmeyi hedefliyoruz." Vatandaşın tepkisi ise net: "Hangi kısa süre? Gelecek yıla mı?"
Aslında işin traji-komik yanı şu: Tamir edilen yerler birkaç hafta sonra yeniden bozuluyor. Adeta bir yama-bozma oyunu!
Peki Çözüm Ne?
Uzmanlar -eğer dinleyen varsa tabii- kalıcı çözümler öneriyor. Ama bizimkiler yamayı tercih ediyor. Belki de yamanın felsefesini anlamış değiliz!
Sonuç olarak, Çankaya'daki bu çukurlu yollar sadece bir ulaşım sorunu değil. Adeta bir sabır testi. Ve görünen o ki, vatandaşın sabrı giderek tükeniyor. Bakalım bu "sata sata bitirememe" hikayesi ne zaman son bulacak?
Bir mahalle sakınının dediği gibi: "Allah aşkına, bu yolları bir an önce düzeltin. Artık arabamızı değil, deve arıyoruz!"
