Güneşli bir öğleden sonra, Çankırı'nın sakin sokaklarını bir anda silah sesleri böldü. İnsanlar ne olduğunu anlamaya çalışırken, ortaya kanlı bir hesap çıkmıştı bile.
Olay, Merkez Atatürk Bulvarı'nda meydana geldi. İki erkek arasındaki -bir zamanlar dostluk bağı olan- kişisel anlaşmazlık, önce sözlü tartışmaya dönüştü. Fakat bu sefer kelimeler yetmedi. İşler çok daha vahim bir hal aldı.
Silahlar Sustu, Sirenler Başladı
Olay yerine ulaşan polis ekipleri dehşet verici bir manzarayla karşılaştı. Yerde yatan bir erkek, etrafa dağılmış boş kovanlar ve kaçan bir saldırganın izleri. Görgü tanıkları olayı anlatırken hâlâ titriyorlardı.
"Önce bağrışmalar duyduk," diyor bir tanık, "sonra pat pat sesler... İlk başta havai fişek zannettik ama durumun vahametini anlayınca herkes panikle kaçışmaya başladı."
Kaçış ve Aramalar
Saldırganın olay yerinden hızla uzaklaştığı bildiriliyor. Polis, M.A. isimli şüphelinin yakalanması için geniş çaplı bir operasyon başlattı. Şehrin çeşitli noktalarında kontrol noktaları oluşturuldu, çevre illere bilgi verildi.
Peki bu kanlı hesaplaşmanın arkasında ne yatıyor? Dedikodulara göre iki aile arasında yıllardır süren bir husumet var - belki de daha derin, daha karmaşık bir hikaye. Kim bilir?
Yaralının Durumu Kritik
Olayda ağır yaralanan H.Ö. acilen Çankırı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Doktorlar hayatını kurtarmak için seferber oldu. Durumunun ciddiyetini koruduğu bildiriliyor.
Bu olay, Çankırı gibi nispeten sakin bir şehirde yaşanan şiddetin ulaştığı boyutu gözler önüne serdi. Sokak ortasında, gün ışığında yaşanan bu vahşet, aslında toplum olarak nereye gittiğimizin de acı bir göstergesi değil mi?
Polis soruşturmayı derinleştirirken, şehrin sakinleri ise bir an önce normale dönmeyi umut ediyor. Fakat o silah sesleri ve akan kan, hafızalardan kolay kolay silinmeyecek gibi görünüyor.
