Şanlıurfa'da, neredeyse bir film senaryosunu andıran, tüyler ürpertici bir olay yaşandı. İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, adeta bir insanlık dramına imza atan dört kişiyi, bir arazi anlaşmazlığını bahane ederek işledikleri cinayet nedeniyle adalete teslim etti. Olay, merkeze bağlı kırsal bir mahallede meydana geldi.
Ekipler, uzun süredir kayıp olarak aranan bir şahsın akıbetini araştırırken, korkunç gerçekle yüzleşti. Yapılan teknik takipler ve fiziki takipler sonucunda, kayıp kişinin aslında acımasızca öldürüldüğü ve sonrasında… bir arazi parçasının derinliklerine gömüldüğü ortaya çıktı. Evet, yanlış duymadınız. Fail ya da failler, kurbanı toprağa gömmüştü.
Operasyon düğmesine basıldı ve Jandarma ekipleri, olayla bağlantılı olduğu düşünülen şüphelileri bir bir gözaltına almaya başladı. Gözaltına alınan isimler ifadelerinin ardından, neredeyse suçüstü yapılmışçasına, adliyeye sevk edildi. Şanlıurfa Adliyesi'ndeki çıkışartma sorguları ise gerilimi son derece artırdı.
Savcılık, zanlılar hakkında 'kasten adam öldürme' suçundan resen tutuklama talebinde bulundu. Nihai kararı veren ise Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği oldu. Hakim, dosyadaki delillerin ağırlığını görerek, 4 zanlının da tutuklanmasına hükmetti. Bir anda cezaevi yolunu gören zanlıların yüz ifadeleri, olayın vahametini bir kez daha gözler önüne serdi.
Peki, bu insanları böyle bir vahşete sürükleyen neydi? Sorunun cevabı, maalesef ki ülkemizde sık sık karşılaştığımız arazi ve tarla kavgalarında yatıyor. Ufacık bir toprak parçası için insan hayatını hiçe sayan bu zihniyet, bir kez daha toplumun kanayan yarası haline geldi. Jandarmanın operasyonu sırasında, kurbanın naaşının gömülü olduğu arazi de titizlikle incelendi ve deliller toplandı.
Bu karanlık tablo, aslında hepimize bir soru soruyor: Mülkiyet uğruna, insanlığımızdan ne kadar vazgeçmeye hazırız? Şanlıurfa'da yaşanan bu acı olay, adliyenin soğuk koridorlarında yankılanırken, toplum olarak bir kez daha sarsıldık. Dava, takipsizlik kararı verilmeden, yargı sürecinin seyrine göre ilerleyecek.
