Her şey, dalgaların kıyıya bıraktığı o soğuk bedenle başladı. İzmir'in Foça ilçesinde, denizin kıyıya vurduğu genç adamın cesedi, bölge sakinlerini derinden sarstı. İlk bakışta bir kaza izlenimi verse de, adli tıp raporları bambaşka bir hikaye anlatıyordu.
Olay yerine ilk ulaşan balıkçılar, "Deniz bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor" diye mırıldanmıştı belki de haklılarmış. Çünkü otopsi sonuçları, genç adamın ölümünün asla basit bir boğulma olmadığını gösterdi. Vücudundaki izler, şiddetli bir mücadelenin sessiz tanıklarıydı.
Arkadaşlık Maskesinin Ardındaki Gerçek
Polisin titiz çalışması, olayın üzerindeki sis perdesini kaldırdığında ortaya çıkan manzara içler acısıydı. Kurbanın en yakın arkadaşı, sorgularda adeta bir yılan gibi kıvrılıyordu. İlk başta "Hiçbir şey bilmiyorum" diyen şüpheli, deliller karşısında pes etmek zorunda kaldı.
O gece neler yaşandığını tam olarak kimse bilmiyor belki ama şu kesin: İki eski dost arasında patlak veren tartışma, birinin hayatına mal oldu. Cinayet silahı olarak kullanılan taş parçası, olay yerinden sadece 200 metre uzakta bulundu. Üzerindeki kan izleri ise her şeyi anlatıyordu.
Adaletin Sessiz Bekleyişi
Foça halkı, bu olayla sarsıldı. Mahallelinin "Çocukluğundan beri tanırız, ağzından bal damlardı" dediği genç, şimdi toprağın soğuk kucağında yatıyor. Katil zanlısı arkadaş ise cezaevinde adaletin kararını bekliyor.
Savcılık, dosyayı ağırlaştırılmış müebbet istemiyle mahkemeye göndermeye hazırlanıyor. Bu trajedi, güven duygusunun nasıl bir anda paramparça olabileceğinin acı bir kanıtı. Geride kalanlar için ise tek bir soru: "Neden?"
