İstanbul'da yaşanan ve yürek burkan bir olayın perde arkası nihayet aydınlanıyor. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, geçtiğimiz aylarda bir bakımevinde hayatını kaybeden 19 yaşındaki epilepsi hastası gencin ölümüyle ilgili önemli bir adım attı.
Olay, şehrin kalbindeki bir bakım merkezinde meydana geldi. Genç adam, ailesinin en değerli varlığıydı aslında. Epilepsi tanısı konulmuştu ve özel bakıma ihtiyaç duyuyordu. Ailesi de onu güvende olacağını düşündükleri bu merkeze emanet etmişti. Ne yazık ki hikaye hiç de umulduğu gibi gelişmedi.
Olayın Perde Arkası
Savcılık tarafından hazırlanan iddianame, olayın detaylarını gözler önüne seriyor. Bakım evi çalışanları ve yöneticileri hakkında ağır suçlamalar var. İddiaya göre, genç hastaya gereken tıbbi müdahale zamanında yapılmamış. Hatta daha da vahimi, bazı çalışanların hastayla yeterince ilgilenmediği belirtiliyor.
Peki ne olmuştu o gece? Hastanın epilepsi krizi geçirdiği bilgisi var. Normalde bu tür durumlar için acil müdahale protokolleri bulunur. Ancak iddianameye göre, bu protokoller adeta rafa kaldırılmış. Çalışanların eğitim eksikliği ve ihmalkar tutumları, gencin hayatına mal olmuş.
9 Sanık Yargı Önünde
Dava dosyasında toplam 9 sanık yer alıyor. Bunlar arasında bakım evi yöneticileri, hemşireler ve diğer personel bulunuyor. Her biri hakkında "taksirle ölüme sebebiyet verme" suçlaması yöneltilmiş durumda. Savcılık, sanıkların mesleki görevlerini gereği gibi yerine getirmediklerini öne sürüyor.
Mahkeme süreci yakında başlayacak. Aile ise adalet bekliyor. "Oğlumuzu emanet ettiğimiz kurum bize ihanet etti" diyor baba, gözleri dolu dolu. Anne ise konuşamıyor bile - yüreği parçalanmış adeta.
Sağlık Sisteminde Alarm Zilleri
Bu olay, aslında çok daha büyük bir soruna işaret ediyor. Bakım evleri ve rehabilitasyon merkezlerindeki denetim mekanizmaları yeterli mi? Özel bakıma ihtiyaç duyan bireyler gerçekten güvende mi? Bu sorular, cevap bekliyor.
Uzmanlar, Türkiye'deki bakım kurumlarında düzenli denetimlerin artırılması gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde benzer trajedilerin yaşanması kaçınılmaz görünüyor. Zira bu, ne ilk ne de maalesef son olacak gibi durmuyor.
Davanın seyri merakla takip ediliyor. Adalet tecelli edecek mi? Aile haklarını alabilecek mi? Tüm bu soruların cevabını zaman gösterecek. Ancak bir gerçek var ki, 19 yaşındaki bir gencin hayatı, geri döndürülemez şekilde sona ermiş durumda.
