Gece saatlerinde sıradan bir uyku çekiyordu herkes. Ta ki o çığlık duyulana kadar... Apartman sakinlerini uyandıran, bir bebeğin kesintisiz ağlamasıydı. Ancak bu sıradan bir gece vakti huzursuzluğu değil, belki de bir hayat kurtaran bir uyanıştı.
Komşulardan biri—adını vermek istemeyen bir kadın—aniden yatağından fırladı. Bebeğin sesi normalden farklıydı, adeta yardım çağrısı gibiydi. Pencereyi açtığında ise burnuna gelen keskin duman kokusu her şeyi anlatmaya yetti.
Her Şey Bir Anda Oldu
Koridora fırlayan kadın, bebeğin olduğu dairenin kapısını yumruklamaya başladı. İçerden cevap gelmeyince, içgüdüleriyle hareket etti. Kapıyı kırmak için komşularını çağırdı. O anları sonradan "Bir film sahnesi gibiydi" diye anlatıyor.
- Bebek odasının penceresinden duman sızıyordu
- Elektrik kontağından çıkan kıvılcım yangına dönüşmüştü
- Aile, derin uykudayken neredeyse zehirlenecekti
İtfaiye ekipleri olay yerine ulaştığında, komşunun bebeği güvenle dışarı çıkardığını gördü. Yangın hızla kontrol altına alındı ama iş işten geçmiş olabilirdi. "Biraz daha geç kalsaydık..." diye mırıldandı itfaiye erlerinden biri, cümlesini tamamlamaya gerek duymadan.
Kahraman Komşu: "Sadece Yapmam Gerekeni Yaptım"
Olayın kahramanı olarak gösterilen komşu ise mütevazılığını koruyor: "Herhangi biri aynısını yapardı. O an düşünecek vaktim yoktu zaten. Bebeğin sesi içimi parçaladı, gerisi kendiliğinden geldi."
Uzmanlar, bu tür durumlarda erken müdahalenin hayat kurtardığını vurguluyor. Yangın dedektörü olmayan evlerde benzer kazaların sık yaşandığına dikkat çekiyorlar. Belki de bu olay, hepimiz için bir uyanış çağrısı niteliğinde.
O gece, sıradan bir apartman dairesinde sıra dışı bir kahramanlık hikayesi yazıldı. Ve şunu bir kez daha hatırlattı: Bazen en küçük duyarlılıklar, en büyük felaketleri önleyebilir.
