Mezarlıkta Dehşet Verici Keşif
9 Kasım 1988 sabahı, İstanbul Silivrikapı'daki Kozlu Mezarlığı'nda devriye gezen iki bekçi, duvar dibinde yan yana duran mavi renkli üç teneke bidon fark etti. Bekçileri şüphelendiren, bidonlardan birinin kapağından sızan ince kan izleriydi. Yaklaştıklarında kapakların sıkı sıkıya kaynakla kapatıldığını ve keskin bir kokunun etrafa yayıldığını fark eden bekçiler, hemen polisi aradı.
Bidonlardan Çıkan Korkunç Manzara
Olay yerine gelen Cinayet Masası ekipleri, bidonları özel eldivenlerle açtı. İlk bidondan tamamen parçalanmış, başı gövdesinden ayrılmış bir erkek cesedi çıktı. Kurbanın kolları, bacakları, hatta kulak ve burnu bile kesilmişti. İkinci bidonda benzer şekilde parçalanmış başka bir erkek cesedi bulunurken, üçüncü bidonda ise diğer bidonlara sığmayan kol ve bacaklar vardı.
Her iki ceset de çıplaktı ve kesimlerin eklem yerlerinden kusursuz şekilde yapıldığı görülüyordu. Cinayet Masası dedektifleri, "Bu işi sıradan biri yapamaz, bu ustalık isteyen bir kesim işi" yorumunu yaptı.
Parmak İzleri İki Arkadaşı İşaret Etti
Cesetlerin kimliğini tespit etmek için yapılan çalışmalarda, parmak izleri incelendi. Yapılan inceleme sonucunda cesetlerin 25 yaşındaki Mithat K. ile 30 yaşındaki Bahattin G.'ye ait olduğu belirlendi. İki kurbanın arkadaş olduğu ortaya çıktı.
Dedektifler soruşturmayı derinleştirdiğinde, Mithat'ın sık sık ziyaret ettiği kaynak ustası Faik'in evine ulaştı. Eve yapılan baskında kan izlerine rastlandı ve Faik gözaltına alındı.
Kan Donduran İtiraf ve Cinayetin Perde Arkası
Sorguda Faik, olay gecesi Mithat ve Bahattin'in alkollü olarak evine geldiğini itiraf etti. 30 bin liralık bir para meselesi yüzünden tartışma çıktığını anlatan Faik, önce Mithat'ın Bahattin'i bıçaklayarak öldürdüğünü, ardından kendisiyle Mithat arasında bıçaklı düello yaşandığını ve Mithat'ı öldürdüğünü söyledi.
Evde iki ceset kalınca, Faik komşularını tehdit ederek yardım istedi. Komşularının gözü önünde kaynak makineleriyle cesetleri parçalara ayırdı ve teneke bidonlara yerleştirdi. Kapakları kaynakla mühürledikten sonra, komşusunun arkadaşına ait araçla bidonları Silivrikapı Mezarlığı'nın kenarına bıraktı.
O dönem cinayeti takip eden gazeteci Salih Aluş, "Evde resmen bir 'harp' yaşanmış. Üç kişi bıçaklarla birbirine girmiş" diyerek olayın vahşet boyutunu özetledi. Faik'in itirafı ve komşuların ifadeleriyle cinayet tüm ayrıntılarıyla aydınlatıldı.