Bursa'da yaşanan ve insanın içini burkan bir intikam hikayesi, adalet arayışının karanlık yüzünü gözler önüne serdi. Üç uzun yıl... Bir insanın hayatında nasıl da derin izler bırakabilir ki? İşte o yıllar, bir kardeşin acısını öfkeye, öfkeyi de kanlı bir hesaba dönüştürdü.
Olay, geçtiğimiz günlerde Bursa'nın İnegöl ilçesinde meydana geldi. S.O. isimli genç -ki kendisi 26 yaşında- tam üç yıl boyunca içinde biriktirdiği o ağır yükü nihayet boşaltmaya karar vermişti. Nasıl mı? Kardeşinin ölümüne sebep olan sürücüyü av tüfeğiyle vurarak.
Üç Yıllık Bekleyiş ve İçe İşleyen Acı
Zamanın nasıl geçtiğini anlamak mümkün değil bazen. Dün gibi hatırlıyordu her şeyi S.O. Üç yıl önce, 2021'in o kader gününde, küçük kardeşi M.O. trafik kazasında hayatını kaybetmişti. Kazaya sebep olan sürücü M.Ç. ise -o zamanlar 18 yaşındaydı- mahkeme sürecinden sonra 2 yıl 1 ay hapis cezası almıştı. Ama bu ceza, S.O. için hiçbir şey ifade etmiyordu. Adeta içinde bir uçurum açılmıştı ve bu uçurum her geçen gün biraz daha derinleşiyordu.
"Adalet yerini bulmadı" diye düşünüyordu belki de. Kim bilir kaç gece uyuyamadı, kaç gün kardeşinin yokluğunu hissetti. İnsanın içinde biriken o acı, zamanla öfkeye dönüşünce, geri dönüşü olmayan bir yola girdi.
Planlı Saldırı ve Kanlı Son
O gün, her şey çok planlıydı. S.O., M.Ç.'nin çalıştığı kereste fabrikasının önüne gitti. Elinde av tüfeği vardı -sanki yıllardır beklediği an gelmişti. M.Ç. işten çıkıp aracına biner binmez, S.O. harekete geçti. Kurşunlar peş peşe geldi... M.Ç., aracının içinde defalarca vuruldu. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, yaralıyı hemen hastaneye kaldırdı ama nafile. M.Ç. tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Peki ya sonrası? S.O. olay yerinden kaçtı. Ama nereye kadar kaçabilirdi ki? Hem kanunlardan, hem de kendi vicdanından... Kısa süre sonra İnegöl İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne gidip teslim oldu. "Ben yaptım" dedi, hiç tereddüt etmeden.
Mahkemede Çarpıcı İfade
Mahkeme salonunda söyledikleri ise yürek burkan cinstendi: "Kardeşimi elimden aldı. Ben de onu öldürdüm." Basit, net, ama bir o kadar da trajik. Savcı, S.O. hakkında "kasten adam öldürme" suçundan müebbet hapis cezası istedi. Mahkeme, tutuklama talebini kabul ederek S.O.'yu cezaevine gönderdi.
Bu olay, aslında hepimize çok şey anlatıyor. Adalet sistemine duyulan güvensizliğin, insanları nasıl da karanlık yollara sürükleyebileceğini gösteriyor. Üç yıl boyunca içinde büyüyen o acı, nihayetinde iki aileyi daha perişan etti. Bir tarafta kardeşini kaybetmenin acısını yaşayan, diğer tarafta da intikam ateşiyle yanıp tutuşan bir genç... Ve sonunda, her şeyi kaybeden iki aile.
Bursa'da yaşanan bu trajedi, toplum olarak üzerine düşünmemiz gereken çok şey var aslında. Adalet duygusunun ne kadar kırılgan olduğunu, insan psikolojisinin sınırlarını ve kayıpların nasıl da hayatları altüst edebileceğini bir kez daha hatırlattı hepimize.