
Güneş henüz doğmamıştı, sabahın o alacakaranlık saatlerinde İstanbul'un arka sokaklarında kanlı bir hesaplaşma yaşandı. Daltonlar diye bilinen organize suç örgütünün kilit isimlerinden Caner Köçer, adeta bir infaz edasıyla öldürüldü. Olay yeri, polis ekiplerinin bile ilk bakışta irkildiği kadar vahşiydi.
İki tetikçi ve bir şoför... Evet, bu üçlü, Köçer'in son nefesini vermesine neden oldu. Cinayetin detayları karanlıkta kalmış olsa da, sokaklar fısıldıyor: Bu bir hesaplaşmaydı. Belki de uzun süredir devam eden bir güç mücadelesinin finali.
Kanlı Sabah: Tetikçiler Nasıl Hareket Etti?
O sabah her şey çok hızlı gelişti. Tetikçiler, Köçer'in aracını sıkıştırdı. Şoför, kaçmak için direksiyonu kırdı ama nafile. Kurşun yağmuru başladığında artık çok geçti. Köçer, aracın içinde can verdi – belki de son düşüncesi, bu ihanetin kimden geldiğiydi.
Cinayetin ardından tetikçiler, olay yerinden hızla uzaklaştı. Şoför ise sanki hiçbir şey olmamış gibi sürdü yoluna. Polis kaynakları, bu üçlünün profesyonelce hareket ettiğini söylüyor. Peki ama neden? Köçer kimleri rahatsız etmişti?
Daltonlar'da İktidar Kavgası mı?
Bazı iddialara göre, Daltonlar içinde bir iktidar mücadelesi yaşanıyordu. Köçer, belki de fazla güçlenmişti. Ya da eski bir hesap kapanmamıştı. Sokakların kendi adaleti var sonuçta – acımasız ve ani.
Polis şimdi tetikçilerin ve şoförün peşinde. Kim bilir, belki de bu cinayet, daha büyük bir operasyonun başlangıcıdır. İstanbul'un altın vuruşları bitmez çünkü...