
Antalya'da akşam saatlerinde yaşanan bir aile tartışması, inanılması güç bir kaçma-kovalamacaya dönüştü. Öyle ki, olayın kahramanı—ya da belki de antikahramanı—kendini bir mezarlığın içinde buldu.
Her şey, damat ile kayınvalidesi arasında çıkan bir anlaşmazlıkla başladı. Öfkesine hakim olamayan genç adam, evden fırladı ve nereye gideceğini bilemedi. Kayınvalidesinin söyledikleri o kadar ağırına gitmişti ki, mantıklı düşünme yetisini kaybetti. "Ben buradan giderim!" diyerek çıktığı evden, kendini bir mezarlıkta saklanırken buldu.
Polis ekipleri olay yerine intikal etti. Ama damat öyle bir saklanmıştı ki, onu bulmak neredeyse imkansızdı. Mezarlığın loş ışıkları ve sessizliği, onun en büyük yardımcısı oldu. Polis aramaktan vazgeçtiğinde, o hâlâ oradaydı.
Sonunda Ortaya Çıktı
Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte, saklandığı yerden çıkmaya karar verdi. Üstü başı toz içindeydi ve yüzündeki ifade, hem pişmanlık hem de korkuyu anlatıyordu. Eve döndüğünde ise kayınvalidesiyle yeniden karşılaşmamak için elinden geleni yaptı—ama nafile.
Komşuların ihbarı üzerine yeniden gelen polis ekipleri, bu sefer onu evde buldu. İfadesi alındı ve olayın bir aile içi tartışma olduğu anlaşıldı. Tabii, bu olay mahallede de hızla yayıldı. Herkes damadın bu "marifetini" konuşuyordu.
Kimine göre bu, kayınvalideyle yaşanan gerginliklerin dozajının iyice arttığının bir göstergesiydi. Kimine göreyse damadın verdiği tepki, olayın boyutunu fazlasıyla aşmıştı. Peki sizce? Mezarlıkta saklanmak, bir çözüm mü? Yoksa işler iyice çığırından mı çıktı?
Sonuç olarak, her iki taraf da bu olaydan ders çıkardı mı bilinmez. Ama Antalya'da bir damat, kayınvalidesinden kaçmak için mezarlığa sığınmıştı—ve bu hikaye uzun süre unutulmayacak gibi duruyor.