Tam on yıl... Bir insan ömründen ne çok şey sığar bu aralığa. Diyarbakır'ın Dicle ilçesinde başlayan ve yıllarca süren bir gizem, nihayet aydınlığa kavuştu. 2014'ün o soğuk kış günlerinde, Dicle'nin Seyhan köyü yakınlarındaki bir mağarada bulunan ve kimliği tespit edilemeyen ceset, artık bir isme sahip.
O günleri hatırlayanlar için hâlâ taze bir anı aslında. Jandarma ekipleri, doğa yürüyüşü yapan bir grup gencin ihbarı üzerine olay yerine intikal etmişti. Mağaranın içindeki manzara ise gerçekten içler acısıydı - ceset o kadar kötü durumdaydı ki, kim olduğunu anlamak neredeyse imkânsızdı.
DNA İle Gelen Sonuç
Yıllarca süren araştırmalar, soruşturmalar, bekleyişler... Adli Tıp Kurumu ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nün ortak çalışması sonucu, cesetten alınan DNA örnekleri, kayıp yakınlarının verdiği örneklerle karşılaştırıldı. Ve işte o an - on yıllık sır perdesi aralandı.
Cesedin, 2014 yılında Diyarbakır'dan kaybolan M.A. isimli şahsa ait olduğu kesinleşti. Ailesi onu son gördüğünden beri neredeyse bir ömür geçmişti. Kim bilir kaç kapı çalmışlar, kaç kez umutla uyanıp hayal kırıklığıyla yatmışlardı.
Ailenin Bitmeyen Çilesi
M.A.'nin ailesi için bu on yıl, tam anlamıyla bir kabustu. Oğullarının akıbetini öğrenmek için her yolu denemişler, yetkililere defalarca başvurmuşlardı. Her duydukları söylentinin peşinden koşmuş, her ihtimali değerlendirmişlerdi. Ve nihayet, acı da olsa gerçekle yüzleşmek zorunda kaldılar.
Olayla ilgili soruşturma derinleştirilirken, savcılık dosyayı mahkemeye taşıdı. Zanlılar hakkında 'kasten öldürme' suçlamasıyla dava açıldı. Davada ifade veren tanıklar, o karanlık güne dair bildiklerini anlattı. Her detay, puzzle'ın bir parçası gibi yerine oturuyordu adeta.
Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, sanıkların cezalandırılması talep edildi. Yargılama süreci devam ederken, aile nihayet adaletin tecelli edeceği günü bekliyor. On yıllık bir mücadelenin sonuna gelinirken, Diyarbakır'da unutulmayacak bir insanlık dramı daha tarihe karışıyor.