Güneşin sıcak yüzünü gösterdiği bir öğle sonrasıydı Diyarbakır'da. Bağlar ilçesinin o her zamanki hareketli sokaklarından birinde, hayat normal akışında ilerliyordu - ta ki o an gelene kadar.
Birdenbire... Patlayan silah sesleri. İnsanların çığlıkları. Koşuşturma. Korku.
Olay, saatler 14:00'ü gösterdiğinde meydana geldi. Sessiz sakin yürüyen bir adam, kim olduğu belirsiz saldırganların hedefi haline geldi. Silahlar konuştu ve kurşunlar hedefine ulaştı. Ne yazık ki.
Olay Yerinde Karmaşa
Silah sesleriyle irkilen çevre sakinleri, olay yerine koştuğunda manzara içler acısıydı. Yerde yatan bir insan. Etrafa dağılmış boş kovanlar. Ve kaçıp giden saldırganların ardında bıraktığı sessizlik.
İhbar üzerine bölgeye polis ekipleri ve sağlık görevlileri sevk edildi. Ambulanslar siren çığlıklarıyla olay yerine ulaştı. Ancak tüm müdahalelere rağmen maalesef yaralı kurtarılamadı.
Kimdi Bu İsimsiz Kurban?
Olay yerinde hayatını kaybeden kişinin kimliği henüz tam olarak netleşmese de, çevredekilerin ifadeleri bir portre çiziyor. Sıradan bir vatandaş. Belki bir baba, belki bir eş, belki de bir evlat. Artık sadece bir istatistik değil, kaybedilmiş bir hayat.
Polis, olayla ilgili soruşturmayı derinlemesine yürütüyor. Bölgede geniş çaplı bir çalışma başlatıldı. Güvenlik kamerası kayıtları inceleniyor, tanık ifadeleri toplanıyor. Ama sorular cevapsız kalıyor: Neden? Niçin?
Bölge Sakinleri Tedirgin
Olayın ardından Bağlar'da yaşayanlar derin bir endişe içinde. "Artık sokağa çıkmaya korkar olduk" diyen bir esnaf, sesindeki titremeyle durumun vahametini anlatıyor adeta.
Bir başka sakın ise "Bu nasıl bir güvenlik?" sorusunu yöneltiyor yetkililere. Haklı olarak.
Aslında bu olay sadece bir cinayetten ibaret değil. Toplumun güvenlik hissini yerle bir eden, insanların birbirine olan güvenini sarsan bir hadise. Diyarbakır'ın nabzını ölçen bir termometre gibi - ve maalesef ateş yükseliyor.
Peki Ya Sonrası?
Polis ekipleri saldırganların yakalanması için yoğun mesai harcıyor. Operasyonlar devam ediyor, kontroller sıkılaştırılıyor. Ancak kaybedilen bir can geri gelmeyecek.
Bu tür olaylar -biz fark etsek de etmesek de- toplumun psikolojisinde derin yaralar açıyor. İnsanlar evlerinden çıkmaya, çocuklarını sokağa bırakmaya korkar hale geliyor. Güven dediğimiz o kırılgan şey paramparça oluyor.
Diyarbakır bugün bir kez daha yas tutuyor. Sokaklar biraz daha soğuk, insanlar biraz daha tedirgin. Ve herkes aynı soruyu soruyor: Bu kabus ne zaman son bulacak?