O akşamüstü, Diyarbakır'ın Bağlar ilçesindeki o sıradan sokağın sessizliği, bir anda silah sesleriyle paramparça oldu. Sanki bir film sahnesi gibiydi her şey - ama ne yazık ki gerçeğin ta kendisiydi.
Güvenlik kameraları, o korkunç anları saniye saniye kaydetmiş. Bir adam sakin adımlarla yürüyor, etrafında hayat normal akışında devam ediyor. Derken... Aniden beliren iki şahıs, hiç beklenmedik bir anda ateş açıyor. Kurbanın kaçacak, saklanacak zamanı bile olmuyor.
Olay, saatler 18.30'u gösterdiğinde, 410. Sokak'ta meydana gelmiş. Saldırganlar -inanması güç ama- sanki bir iş yapıyormuş gibi soğukkanlı davranmışlar. Ateş ettikten sonra, olay yerinden uzaklaşmakta hiç tereddüt etmemişler.
Yaralı halde kaldırımda yatan gence, çevredekiler yardım etmeye çalışmış tabii. Kimi koşmuş, kimi bağırmış, kimi de donup kalmış. O anki panik ve korkuyu tahmin etmek zor değil. İnsanın içi acıyor gerçekten.
Sağlık ekipleri olay yerine hızla intikal etmiş, ancak yapılacak bir şey kalmamış. Maalesef gencimiz, olay yerinde hayatını kaybetmiş. Şu an adli tıp kurumunda otopsi yapılıyor - belki bazı sorularımıza cevap buluruz diye umut ediyoruz.
Polis, olayla ilgili kapsamlı bir soruşturma başlatmış durumda. Kamera kayıtları inceleniyor, tanıkların ifadeleri alınıyor. Fakat şu soru hepimizin zihnini kurcalıyor: Neden? Niye böyle bir vahşet?
Bölge sakinleri ise hâlâ şoktalar. "Göz göre göre" diyorlar, "sokak ortasında insan avına çıkmışlar." Haklılar da. Bu kadar mı kolay insan öldürmek? Bu kadar mı sıradanlaştı hayat?
Son zamanlarda artan bu tür olaylar, hepimizin içini acıtıyor. Sokaklarımız güvenli değilmiş gibi hissediyoruz bazen. Umarım adalet tecelli eder ve bir daha böyle acı haberler duymayız.