Olay, İstanbul'da tüyler ürperten bir cinayetle başladı. Adeta bir korku filmi sahnesini andıran o gün, hastane koridorları kan gölüne dönmüştü. Dr. Eser Karaça, mesai arkadaşları tarafından sevilen, işine bağlı bir doktordu. Kim bilebilirdi ki o sabah hastaneye son gidişi olacağını?
Hakan Koç isimli şahıs, pompalı tüfekle silahlanmış bir vaziyette hastaneye girdiğinde, her şey saniyeler içinde değişiverdi. Sanki zaman donmuştu. Önce bağırtılar, ardından patlayan silah sesleri... Dr. Karaça'nın kaçacak zamanı bile olmamıştı.
Mahkeme Süreci ve Karar
Yargılama sürecinde ortaya çıkan detaylar tüyleri diken diken edici nitelikteydi. Sanık Hakan Koç'un ifadeleri, savunmaları - hepsi birbirinden tutarsızdı. Mahkeme salonunda adeta bir gerilim filmi sahneleniyordu.
Nihayetinde beklenen karar açıklandı. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi, Hakan Koç hakkında 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Yani ömür boyu hapis - hem de ağırlaştırılmış olarak. Kararı duyanların yüzündeki ifade tarifsizdi.
Ailenin Acısı ve Adalet Arayışı
Dr. Karaça'nın ailesi için bu süreç tam anlamıyla bir kabustu. Mahkeme koridorlarında geçen günler, her duruşmada yeniden yaşanan acı... Ama sonunda adalet yerini buldu diyebiliriz. Tabii ki bu, kaybedilen bir canı geri getirmiyor ama en azından topluma bir mesaj veriyor: Doktorlara, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin cezasız kalmayacağı açıkça görülmüş oldu.
Bu karar, aynı zamanda sağlık çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarına karşı da önemli bir emsal teşkil ediyor. Umarım benzer olaylar bir daha yaşanmaz - kimse böyle bir acıyı tekrar yaşamak zorunda kalmaz.
