İstanbul'da yürekleri dağlayan bir cinayet davasında nihayet adalet yerini buldu. Eczacı Birsen Bayraktar'ın hunharca katledilmesiyle ilgili davada, sanık bina görevlisine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
Olay, geçtiğimiz yılın kasvetli bir kasım akşamında, İstanbul'un göbeğinde, herkesin 'güvenli' diye bildiği bir apartman dairesinde yaşanmıştı. Birsen Hanım - o çevresince sevilen, güler yüzlü eczacı - işten eve döndüğü sırada, hiç beklemediği bir caniyle karşılaştı.
Korkunç Plan Gün Yüzüne Çıkıyor
Mahkeme tutanaklarına göre, zanlı bina görevlisinin olaydan günler öncesinden plan yaptığı ortaya çıktı. 'Komşuluk' maskesi altında sinsice yaklaşmış, kurbanın güvenini kazanmaya çalışmıştı. Ne yazık ki Birsen Hanım, kapısını çalanın bir cani olduğunu anlayamadan...
Savcılık iddianamesinde yer alan ifadeler tüyler ürperticiydi doğrusu. Zanlının, kurbanı öldürdükten sonra cesedi soğukkanlılıkla yerlere sermesi, üzerindeki değerli eşyaları alması - insanın kanını donduran cinsten.
Mahkeme Salonunda Duygu Yüklü Anlar
Duruşma boyunca aile fertlerinin gözyaşları dinmedi. Birsen Hanım'ın kız kardeşi, son kez görüştükleri akşamı anlatırken salonu hıçkırıkları kapladı. "Ablam son mesajında 'Yorgunum, biraz dinleneyim' yazmıştı" diye hatırlattı gözyaşları içinde. "Bir daha asla uyanamayacağını kim bilebilirdi?"
Sanık ise tüm iddiaları reddetmekte ısrar etti. Ama deliller o kadar güçlüydü ki - parmak izleri, güvenlik kamerası görüntüleri, tanık ifadeleri - savunmasını havada bıraktı resmen.
Jandarma'nın Kilit Rolü
Olay yerine ilk ulaşan jandarma ekipleri, adeta bir cinayet romanından fırlamış gibi duran sahneyle karşılaştı. Hiçbir zorla girme izi yoktu, her şey tertemizdi - tıpkı 'mükemmel suç' işlenmeye çalışılmış gibi. Ama şu var ki, hiçbir suç mükemmel değildir neticede.
Olay yeri inceleme ekipleri, en ufak detayı bile atlamadı. Kapı kolundaki parmak izleri, halıdaki ayak izleri, hatta havada asılı kalan o ağır kokuyu bile - hepsi bir bir toplandı, analiz edildi.
Nihai Karar ve Adaletin Tesellisi
Mahkeme heyeti, tüm bu deliller ışığında sanığın 'kasten insan öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Hâkim son sözlerinde, "Toplumun bu tür vahşi suçlara tahammülü yok" diyerek adeta herkesin yüreğine su serpti.
Aile avukatı karar sonrası şunları söyledi: "Birsen Hanım'ın hatırası için küçük de olsa bir adalet sağlandı. Ama şunu unutmayalım - hiçbir ceza kaybettiklerimizi geri getiremez."
Bu karar, İstanbul'da işlenen bir diğer vahşi cinayetin faillerinin cezasız kalmayacağını gösterdi. Toplum olarak bir kez daha anladık ki, güvenliğimizi sağlamak için sadece kapıları kilitlemek yetmiyor - bazen en büyük tehdit en yakınımızdan gelebiliyor.