Gözyaşlarının sessizce aktığı bir sabah... Trabzon'un Maçka ilçesinde, toprağa düşmüş bir yiğidin hikâyesi bir kez daha hatırlandı. 15 yaşındayken terörle mücadelede şehit düşen Eren Bülbül, aramızdan ayrılışının sekizinci yılında mezarı başında anıldı.
O anlar öyle dokunaklıydı ki – belki de yüreği en çok burkan, annesinin mezar taşına dokunuşuydu. Sanki zaman durmuş, herkes o küçük kahramanın fedakârlığını bir kez daha içine çekiyordu.
Bir Destanın Sessiz Tanıkları
Törene katılanlar arasında kimler yoktu ki? Maçka Kaymakamı, belediye başkanı, askerler, polisler ve Eren'in sevdikleri... Hepsi bir ağızdan Kur'an-ı Kerim okudu, dualar edildi. Genç yaşta vatan için canını feda eden bu çocuğun hikâyesi, aslında hepimizin hikâyesi değil mi?
O gün orada olan bir vatandaşın dediği gibi: "Bu topraklar böyle yiğitler sayesinde ayakta. Eren sadece 15 yaşındaydı ama yüreği koskoca bir milletin yüreğiydi."
Unutulmayacak Bir Miras
Eren Bülbül'ün şehadeti, Türkiye'nin dört bir yanında yankı bulmuştu. Bugün okullarda onun adına düzenlenen etkinlikler, sokaklardaki isim levhaları – hepsi bu genç kahramanın unutulmayacağının kanıtı.
Anma töreninde konuşan yetkililer, terörle mücadelede kaybettikleri tüm şehitleri rahmetle andıklarını belirtti. Eren'in ailesine ise "milletinizin sizin yanınızda olduğunu bilin" mesajı verildi.
Tören, şehit ailelerine plaket takdimi ve karanfil bırakılmasıyla sona erdi. Ama o gün orada herkesin yüreğine kazınan şey, bir daha asla silinmeyecek bir vefa borcuydu.
