İstanbul'da akşam saatlerinde yaşanan o kan dondurucu olay, her şeyin bir anda nasıl değişebileceğini gösterdi adeta. Sessiz bir mahallede, sıradan bir kahvehane... İnsanların günlük telaşlarini unuttuğu, çaylarını yudumladığı o bildik mekan, bir anda kabusa dönüştü.
Eski bir polis memuru - evet, yanlış duymadınız, güvenlik gücümüzün eski bir mensubu - elinde tüfekle kapıdan girdi. O an orada olanlar için zaman donmuştu sanki. Birkaç saniye süren o korkunç sessizlik, ardından patlayan silah sesleriyle yerini tam bir kaosa bıraktı.
Olay Yerinde Korku ve Şaşkınlık
İşte o anlar... Kaçışan insanlar, devrilen sandalyeler, kırılan camlar. Mahalle sakinleri ne olduğunu anlamaya çalışırken, zaten çok geçti. İki can, o korkunç saldırıda yitip gitti. İki kişi de ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı - durumları kritik, hayatları için mücadele ediyorlar.
Olay yerine gelen polis ekipleri, silahıyla birlikte saldırganı etkisiz hale getirdi. Şüphelinin emekli bir polis olduğunu öğrenmek, herkesi bir kez daha şoke etti. Nasıl olur da güvenliğimizden sorumlu olması gereken biri, böyle bir vahşete imza atabilirdi?
Şüphelinin İfadesi Akıllarda Soru İşaretleri Bıraktı
Gözaltına alınan emekli polisin verdiği ifade ise gerçekten düşündürücü. "Hesap sormak için" bu eylemi gerçekleştirdiğini söylüyor. Peki neyin hesabı? Kimlerle ne alıp veremediği vardı? Bu soruların cevapları, soruşturma derinleştikçe netleşecek gibi görünüyor.
Olayla ilgili soruşturma titizlikle sürdürülüyor. Savcılık talimatıyla yürütülen çalışmalarda, saldırının nedenleri ve arka planı araştırılıyor. Şüphelinin psikolojik durumu da merak konusu - belki de yardım çağrısına dönüşmüş bir çığlıktı bu trajedi.
Mahallede ise hüzün ve korku bir arada. Dün akşam komşularıyla çay içtikleri insanların artık olmayışının verdiği o ağır hüzün... Ve bir daha asla eskisi gibi olamayacak o kahvehanenin sessizliği.