Hayatın bazen ne kadar acımasız olabileceğini gösteren o olaylardan biriydi bu. Kağıthane'de yaşanan ve herkesi derinden sarsan o cinayetin faili, nihayet adaletin kollarına döndü. Gizem isimli kadın, tam da yakalanamayacağını düşündüğü bir anda, Kartal'da polis tarafından etkisiz hale getirildi.
Olay aslında aylar öncesine dayanıyordu. Bir uzman çavuş olan nişanlısını -evet, sevdiği insanı- tam 9 kurşunla hayattan koparan Gizem, cezaevinden firar etmişti. Nasıl mı? İşte orası biraz muamma. Cezaevi yetkilileri bu konuda pek konuşmak istemiyor ama firarın organize bir kaçış olduğu söylentileri dolaşıyor.
Kartal'da Son Nefes
Kaç gündür saklandığını, neler yediğini, nerelerde uyuduğunu kimse bilmiyor. Ama şu kesin: Kartal'da bir sokağın köşesinde, aniden beliren polis ekipleri onu bekliyormuş meğerse. Yakalanma anındaki şaşkınlık ifadesi görülmeye değerdi herhalde. "Beni nasıl buldunuz?" der gibi bakıyordu gözleri.
Aslında bu tür olaylar bize bir şeyi daha hatırlatıyor: Adalet her zaman yerini bulur. Belki gecikir ama asla vazgeçmez. Gizem'in kaçışı da bunun bir kanıtı oldu sonunda.
9 Kurşunun Ağır Yükü
O gece ne yaşandığını tam olarak sadece iki kişi biliyordu. Biri artık hayatta değil, diğeri ise hücresinde. 9 kurşun... Bu sayı tesadüf müydü yoksa bilinçli bir tercih mi? İşin psikolojik boyutunu düşünmek bile insanın tüylerini ürpertiyor.
Nişanlısının son anlarında neler hissettiğini tahmin etmek ise imkansız. Belki de en acı tarafı buydu: En güvendiği insan tarafından ihanete uğramak.
Şimdi Gizem, yargılanmayı bekleyecek. Firarı nedeniyle cezasına ne gibi eklemeler yapılacak, hep birlikte göreceğiz. Ama şu kesin: Bu olay, hem cezaevi güvenlik önlemlerini hem de toplumsal şiddeti yeniden sorgulamamıza neden oldu.
Son söz? Adalet mülkün temeli derler ya, işte o temel sağlam olmak zorunda. Yoksa Gizem'ler çoğalır, kayıplarımız artar.
