Havanın ağırlığı hissediliyordu adeta. Medya dünyasının duayen isimlerinden Hakan Tosun, geçirdiği ani kalp kriziyle aramızdan ayrılalı henüz bir gün bile olmamıştı ki, acılı süreç devam etti.
Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsi işlemleri -her ne kadar sevdikleri için dayanılmaz olsa da- nihayet tamamlandı. O beyaz binalardan çıkmanın hüznü bambaşkaydı doğrusu.
Son Dakika Gelişmesi
Dün akşam saatlerinde, tam da İstanbul'un o meşhur akşam trafiğine tesadüf eden bir vakitte, Tosun'un cansız bedeni resmi işlemler için Adli Tıp Kurumu'na getirilmişti. Şimdi? Şimdi her şey çok farklıydı.
Ailesi ve sevenleri -ne yapsınlar, elden ne gelirdi ki- sabırla beklediler. Beklemekten başka çareleri yoktu sonuçta.
Memlekete Son Yolculuk
İşte o an geldi çattı. Naaşı, memleketi Kayseri'ye defnedilmek üzere özenle hazırlandı. Kayseri... Tosun'un doğduğu, büyüdüğü, ilk haberini yaptığı topraklara dönüyordu şimdi. Ne ironi değil mi? Hayat denen şey tam da böyle daireler çiziyor işte.
Cenaze aracı, adeta bir vedanın ağırlığını taşıyarak uzaklaştı Adli Tıp Kurumu'ndan. Arkasında bıraktığıysa, gerçekten tarifsiz bir hüzündü.
Meslektaşları anlatıyorlar onu: 'Gazeteciliği sadece bir iş olarak görmezdi, tam bir sanatçı titizliğiyle çalışırdı' diyorlar. Haklılardı belki de. Bu mesleğe gönül verenlerin sayısı azalıyor ne yazık ki.
Ardında Kalanlar
Ailesi -oğlu, eşi- için hayat artık eskisi gibi olmayacak. Boş bir sandalye, sessiz bir ev, yarım kalmış sohbetler... İnsan düşünmeden edemiyor: Acaba son sözleri ne oldu? Kim bilir, belki de tam o gün yazacağı haberin taslağını düşünüyordu.
Sevenleri ve meslektaşları sosyal medyadan paylaştıkları mesajlarla bu acı kaybın ne denli büyük olduğunu bir kez daha gösterdiler. Kimi 'çok erken gitti' diye yazdı, kimi 'mesleğimizin duayeni' diye andı.
Geride bıraktığı onlarca yıllık mesleki birikim, yüzlerce haber, binlerce satır... Hepsi şimdi bir miras olarak kaldı bizlere.
Hakan Tosun'un vefatı, aslında hepimize şunu bir kez daha hatırlattı: Hayat denen bu kısa yolculukta, geride bıraktığımız izler belki de en kalıcı olanımız. O, mesleki etiği ve dürüst gazeteciliğiyle gerçekten silinmeyecek izler bıraktı.