Tam da herkesin unutmaya başladığını düşündüğü bir anda, sosyal medyaya düşen bir paylaşım her şeyi altüst etti. Tülin Yıldırım'ın o sözleri... İnsanın içini acıtan, yüreğine işleyen cümleler.
"Ben de annemin yavrusuydum."
Bu kadar basit, bu kadar derin. Sanki yıllardır içinde biriken her şeyi tek cümlede anlatmış gibi. Sosyal medyada paylaştığı o fotoğrafın altına yazdığı bu sözler, belki de hiç konuşamadığı her şeyi anlatıyordu.
O Paylaşım Her Şeyi Değiştirdi
Güllü'nün kızı Tülin Yıldırım'ın annesinin ölümüyle ilgili suçlamalarla mücadelesi zaten herkesin malumu. Yıllardır süren yargı süreci, medyanın bitmek bilmeyen ilgisi... Ama bu sefer farklı bir şey oldu. Tülin, belki de ilk kez bu kadar içten, bu kadar samimi konuştu.
Paylaşımı görenler ne diyeceğini şaşırdı. Kimileri gözyaşlarına boğuldu, kimileri ise uzun uzun düşünmek zorunda kaldı. Çünkü bu sadece bir sosyal medya paylaşımı değil, bir çığlıktı adeta.
Yargı Süreci ve Kamuoyu
Olayın üzerinden yıllar geçmesine rağmen, tartışmalar hiç bitmedi. Mahkeme salonları, basın toplantıları, gazete manşetleri... Tülin Yıldırım tüm bu süreçte adeta bir simge haline geldi. Peki ya insan olmanın, bir evlat olmanın ötesinde neydi onun hikayesi?
İşin garip tarafı, herkesin bir fikri var ama kimse tam olarak ne olduğunu bilmiyor. Medya bir şey söylüyor, sosyal medya başka bir şey. Ortada kaybolan gerçekler ve asla tamamlanmayan bir puzzle var.
Bir Kızın Annesiyle İlgili Söyleyemedikleri
Tülin'in o paylaşımı yaparken ne hissettiğini tahmin etmek zor değil aslında. Yıllardır üzerinde bir etiket gibi taşıdığı "anne katili" suçlaması... Ve bir türlü anlatamadığı kendi gerçeği.
"Ben de annemin yavrusuydum" demekle aslında ne anlatmak istedi? Belki de şuydu: Ben de sevgiyle büyütüldüm, ben de korundum, ben de bir annenin şefkatini hissettim. Ve belki de en önemlisi, ben de acıyı ilk kez onun kaybıyla tattım.
İnsan düşünmeden edemiyor - acaba bu kadar yargılanmak, bu kadar önyargıyla karşılaşmak nasıl bir duygu? Sosyal medyada herkesin fikir yürüttüğü, herkesin uzman kesildiği bir konuda kendi hikayeni anlatamamanın ağırlığı...
Sosyal Medyanın Sessiz Çığlığı
Tülin Yıldırım'ın paylaşımı sadece birkaç kelimeden ibaret değildi aslında. O, yıllardır sessiz kalan bir sesin en güçlü ifadesiydi. Sosyal medya bazen böyle işte - resmi açıklamalarla, mahkeme kararlarıyla anlatamadığın her şeyi bir cümleye sığdırabiliyorsun.
Paylaşımın ardından gelen tepkiler ise oldukça karmaşıktı. Kimi destek mesajları yazdı, kimi eleştirdi, kimi ise sadece izlemeyi tercih etti. Ama herkes bir şeyi anladı: Bu hikaye sandığımızdan çok daha derin ve karmaşık.
Belki de hepimiz biraz fazla yargılıyoruz. Belki de hiçbirimiz tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz. Ama bir gerçek var ki o da Tülin Yıldırım'ın artık kendi hikayesini anlatmaya kararlı olduğu.
Peki ya sonra? Bu paylaşım her şeyi değiştirecek mi? Yoksa sadece geçici bir tepki mi olacak? Bunu zaman gösterecek. Ama şu kesin: Tülin Yıldırım'ın o sözleri, bu hikayenin sadece bir parçası değil, belki de en önemli parçası olacak.