Yalova'nın Çınarcık ilçesinde, 26 Eylül'de 6'ncı kattaki evinin penceresinden düşerek hayatını kaybeden şarkıcı Gül Tut, nam-ı diğer Güllü'nün ölümüne ilişkin soruşturmada yeni bir gelişme yaşandı. Olayda 'kasten öldürme' suçlamasıyla tutuklanan kızı Tuğyan Ülkem Gülter'in arkadaşı Sultan Nur Ulu'nun savcılık ifadesinin detayları ortaya çıktı. Ulu, annesinin düşüş anını birebir gördüğünü ve Tuğyan'ın annesini çektiğini iddia etti.
Olay Gününe İlişkin Çarpıcı Detaylar
Sultan Nur Ulu, savcılık ifadesinde olay gününü adım adım anlattı. Eve geldiklerinde Güllü'nün evde olduğunu, birlikte vakit geçirdiklerini, yemek yediklerini ve film izlemeye karar verdiklerini belirtti. Film izlerken Tuğyan'ın sevgilisi Kervan ile telefonla görüşmek için sık sık odasına gidip geldiğini, bunun Güllü'yü rahatsız ettiğini ve bu yüzden filmi kapattıklarını söyledi. Ulu, "Gül Annenin, Kervan'la bir problemi olduğuna şahit olmadım. Ancak kendisini pek sevmezdi" ifadelerini kullandı.
Filmin kapanmasının ardından müzik eşliğinde eğlendiklerini, daha sonra Tuğyan ile beraber odaya geçtiklerini aktaran Ulu, "Malkara" isimli müziği açtıktan kısa süre sonra Güllü'nün yanlarına gelip onlarla oynamaya başladığını anlattı. Ulu, kendi yüzündeki yara izlerine bakmak için aynaya döndüğü sırada Tuğyan ile annesinin şakalaşmaya ve oynamaya devam ettiğini, dikkatinin tam onlarda olmadığını kaydetti.
"Düşüş Anını Birebir Gördüm" İddiası
İfadesinin en çarpıcı kısmı, Güllü'nün düşme anına ilişkin anlattıkları oldu. Sultan Nur Ulu, aynadan onların olduğu tarafa döndüğünde gördüklerini şu sözlerle aktardı: "Gül Annenin yüzünün camdan dışarıya doğru dönük, hafif camdan dışarı bakar gibi eğilmiş bir şekilde olduğunu gördüm. Tuğyan arkadan, annesinin kalçasının altından bacaklarına doğru sarılarak, kendisini hafif yukarıya doğru çektiğini gördüm. Tuğyan annesini o şekilde çektikten hemen sonra annesi düştü. Ben düşüş anını gördüm."
Ulu, Güllü düşerken "Hadi görüşürüz" veya "Bay bay" gibi bir söz duymadığını, hemen ardından Tuğyan'ın "Koş" diye bağırarak ağlamaya başladığını ve kendisinin de şok içinde onu takip ettiğini söyledi. Olay sonrası hastaneye gittiklerini, daha sonra Tuğyan'ın sevgilisi Kervan'ın evine geçtiklerini anlattı.
Korku ve Tehditler: "Ben Yanarsam İkimiz de Yanarız"
Sultan Nur Ulu, olaya tanık olduktan sonra büyük bir korku yaşadığını ve bu yüzden gerçeği kimseye anlatamadığını belirtti. Tuğyan'ın güçlü bir aileye sahip olmasından çekindiğini ifade etti. Süreç içinde Tuğyan ile yalnız kaldıkları bir anda kendisine yönelik bir tehdit aldığını iddia etti: "Tuğyan'la yalnız kaldığımız bir ara bana, 'Ben yanarsam ikimiz de yanarız' dedi. Tuğyan'ın bana bunu demesinin sebebi annesini ittirdiğimi görmemdi."
Bu tehdidin ardından daha da korktuğunu ve Tuğyan'dan ayrılmadığını söyleyen Ulu, İstanbul'a birlikte gitmelerinin nedeninin de onu yalnız bırakmak istememesi olduğunu öne sürdü. Babası Arif Ulu'ya da gerçeği anlatmadığını, medyadan çıkan "Öldüreceğim onu" tarzı mesajları olaydan sonra öğrendiğini ekledi.
Cinayet Nedeni ve Son Talep
Ulu, Tuğyan'ın annesini öldürmek için önceden bir plan yaptığına şahit olmadığını, olayın aniden geliştiğini savundu. Cinayet nedeninin ise Tuğyan'ın çocukluğundan bu yana biriken kırgınlıkları olabileceğini düşündüğünü ifade etti. Uyuşturucu, para veya sevgilisi Kervan kaynaklı büyük bir tartışmaya tanık olmadığını da sözlerine ekledi.
Savcılık ifadesini "Bugün doğruları anlattıktan sonra vicdanen rahatladım" diyerek bitiren Sultan Nur Ulu, kendisine atılı suçlamaları kabul etmediğini ve adli kontrol uygulanmadan serbest bırakılmasını talep etti. Soruşturma kapsamında Tuğyan Ülkem Gülter tutuklu yargılanırken, Sultan Nur Ulu hakkında ise 'ev hapsi' kararı verildi.