Olaylar öyle bir hal aldı ki, artık herkesin ağzında aynı soru: Güllü D. gerçekten nasıl öldü? İşte tam da bu noktada, patron Ferdi Aydın'ın o şok edici iddialarının ardından, olayın belki de en önemli tanığı -Güllü'nün kızı- nihayet sesini yükseltti.
Ve inanın, söyledikleri hiç de beklediğimiz gibi değil.
O Kader Gecesi ve Asla Unutulmayacak Telefon
Gece yarısı çalan telefon... O an her şeyin değişeceğini nasıl da bilemezsiniz? Kızı, o karanlık geceyi anlatırken sesi titriyor: "Annem son kez benimle konuştuğunda, iş yerindeki koşullardan mustaripti. 'Burada işler hiç iyi değil' demişti. Ama bunun son olacağını kim bilebilirdi?"
İşte bu basit cümleler aslında her şeyi anlatıyor bize. Güllü D., ölümünden sadece saatler önce bile tehlikeli çalışma koşullarına işaret ediyormuş meğerse.
Patronun İddiaları ve Açıklanamayan Çelişkiler
Ferdi Aydın'ın "güvenlik önlemleri alındı" açıklamaları havada kaldı resmen. Çünkü ortada somut bir gerçek var: Bir işçi daha hayatını kaybetti. Kızının söyledikleri ise durumu daha da vahim hale getiriyor: "Annem defalarca şikayet etmişti o güvenlik önlemlerinin yetersiz olduğundan. Ama kimse dinlemedi. Şimdi ise herkes 'her şey yolundaydı' diyor."
Bu kadar net bir ifadeye ne diyeceksiniz? İş cinayetlerinde hep aynı hikaye - önlemler hep sonradan hatırlanıyor.
Adalet Arayışı ve Bitmeyen Mücadele
Ailesinin gözleri hâlâ yaşlı. "Annem sadece bir işçi değildi" diyor kızı, "O bir anne, bir eş, bir insandı. Ve onun hayatı bu kadar ucuz olamaz."
Peki ya sonrası? Davalar, soruşturmalar, avukatlar... Hepsi sürüyor. Ama Güllü'nün ailesi için asıl mesele sadece adalet değil - aynı zamanda başka annelerin, başka ailelerin aynı acıyı yaşamamasını sağlamak.
Sessiz Çoğunluğun Sesi Olmak
Belki de en çarpıcı olanı, kızının son sözleri: "Annemin ölümü boşuna olmamalı. Diğer işçiler için bir uyarı işareti olsun. Kimse çalışırken ölmemeli."
Bu trajedi aslında hepimizin meselesi. Çünkü her Güllü, birilerinin annesi, eşi, kardeşi. Ve hiçbir iş, bir insanın hayatından daha değerli olamaz.
Gerçekler ortaya çıkacak mı? Zamana bırakalım - ama unutmayalım ki, her geçen gün daha fazla aile aynı kaderi paylaşıyor.
