Kan Donduran Vahşet: Halasını Öldüren Yeğen İçin Karar Çıktı! 'Artık Söyleyecek Sözüm Yok'
Halasını Öldüren Yeğenin Cezası Belli Oldu

Antalya'da kan donduran bir olayın yargı süreci nihayet sona erdi. Geçtiğimiz yıl, kendi halasını adeta bir cani edasıyla katleden yeğen için mahkeme kararını açıkladı. Öyle ki, bu karar sonrasında insan 'Acaba adalet yerini buldu mu?' diye düşünmeden edemiyor.

Olay, geçen yılın kasvetli bir kasım akşamında yaşanmıştı. M.E.G. isimli şahıs, halası Güllü Y.'yi evinde ziyaret etmişti. Görünüşte sıradan bir aile ziyareti gibi başlayan bu buluşma, korkunç bir trajediye dönüştü. İşin tüyler ürpertici yanı, M.E.G.'nin daha önceden planladığı bu cinayeti soğukkanlılıkla işlemesiydi.

Mahkeme Salonunda Yaşananlar Şok Etti

Duruşmada tanıkların ifadeleri gerçekten yürek burktu. Komşulardan biri, 'O akşam sesler duyduk ama aile meselesi sanıp karışmadık' derken sesi titriyordu. Keşke müdahale etseymişiz diye hayıflandı. İnsanın içi acıyor gerçekten.

Savcı, dosyayı incelerken 'Bu kadarını beklemiyordum' dediği aktarılıyor. Çünkü olayın detayları gerçekten mide bulandırıcıydı. M.E.G., halasını öldürdükten sonra cesedi soğukkanlılıkla evden taşımış, hatta ertesi gün normal hayatına devam etmeye çalışmıştı. Bu nasıl bir ruh hali, nasıl bir vicdansızlık?

Sanığın Son Sözleri Herkesi Şaşırttı

Mahkeme heyeti kararı açıklamadan önce sanığa son sözü soruldu. M.E.G.'nin ağzından çıkanlar ise adeta şok etkisi yarattı: 'Artık söyleyecek bir şeyim kalmadı.'

Bu kadar mı? Bir insanın hayatını sonlandırdıktan, bir aileyi yıktıktan sonra söylenecek tek şey bu mu olmalı? İnsan en azından pişmanlık bekliyor ama nafile.

Mahkeme, M.E.G.'yi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Karar açıklandığı anda salonda duygu seli yaşandı. Mağdur ailenin yakınları gözyaşlarını tutamadı. 'Adalet yerini buldu' diyenler de vardı, 'Bu bile az' diyenler de.

Peki Ya Sonrası?

Bu tür davalar insanı düşündürüyor. Cezalar caydırıcı oluyor mu, yoksa sadece toplumsal vicdanı mı rahatlatıyor? Uzmanlar aile içi şiddetin önlenmesi için daha köklü çözümler üretmemiz gerektiğini söylüyor. Belki de asıl mesele, insanların bu noktaya gelmeden önce yardım alabilecekleri mekanizmaları güçlendirmekte.

Antalya'da yaşanan bu acı olay, toplum olarak hepimizin yarası. Umarım benzeri vakalar bir daha yaşanmaz ve aile bağlarının kutsallığı böylesine vahşi şekillerde lekelenmez.