Muğla'nın gözde turizm merkezlerinden Bodrum'da, geçtiğimiz temmuz ayında yaşanan ve iş dünyasının tanınan isimlerinden Halit Yükay'ın hayatını kaybettiği o trajik tekne kazasıyla ilgili yargı süreci hız kazandı. Savcılık, olayla ilgili iddianameyi nihayet tamamladı ve ortaya çarpıcı detaylar çıktı.
İddianamedeki talep ise gerçekten dikkat çekici: Teknenin kaptanı hakkında tam 9 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Peki ama neden? Görünüşe bakılırsa kaptanın ihmaller zinciri bir insanın hayatına mal olmuş.
O Gece Ne Olmuştu?
Şu detayı atlamamak lazım - 22 Temmuz'da, Bodrum'a bağlı Karaada açıklarında, "Mavi Tur" için kiralanan teknedeki o son derece normal görünen gece, bir anda kabusa dönüşmüştü. Halit Yükay, tekneden denize düşmüş ve ne yazık ki kurtarılamamıştı. Arama kurtarma ekipleri saatlerce uğraşmıştı ama nafile.
Savcılık iddianamesinde, kaptanın ciddi ihmallerinin olduğu belirtiliyor. Şöyle ki: Kaptan, Yükay'ın denize düştüğünü fark ettiği anda derhal telsizle yardım istemek yerine, önce çevredeki diğer tekneleri düdük çalarak uyarmayı tercih etmiş. Bu küçük görünen zaman kaybı, belki de her şeyi değiştirebilirdi, kim bilir?
İhmaller Zinciri Mi Var?
Olayla ilgili hazırlanan iddianamede, kaptan hakkında "kasten öldürme" değil ama "taksirle öldürme" suçlaması yapılıyor. Aradaki fark önemli - birinde niyet var, diğerinde ise dikkatsizlik, ihmal.
İşin ilginç tarafı, kaptanın ifadesinde Yükay'ın denize düşüş anını görmediğini, sadece suya düşme sesini duyduğunu söylemesi. Ancak savcılık, olay yerindeki incelemeler ve tanık ifadeleri doğrultusunda farklı bir sonuca varmış gibi görünüyor.
- Kaptanın yardım çağrısında gecikmesi
- Gerekli güvenlik önlemlerinin eksikliği
- Denize düşen kişiye anında müdahale edilememesi
Bunlar, iddianamede üzerinde önemle durulan hususlar arasında. Adalet, şimdi bu ihmallerin bedelini soracak gibi.
Peki Ya Sonrası?
Mahkeme süreci yakında başlayacak. Kaptan, eğer suçlu bulunursa, 2 yıldan 9 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya. Tabii bu arada, Yükay'ın ailesinin açacağı tazminat davasını da unutmamak lazım.
Bu olay, aslında denizdeki güvenlik önlemlerinin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha hatırlattı hepimize. Küçük gibi görünen bir ihmal, bir ailenin hayatını sonsuza kadar değiştirebiliyor. Bodrum'un o masmavi sularında yaşanan bu trajedi, umarım benzeri olayların önüne geçilmesi için bir ders olur.
Davayı yakından takip edeceğiz. Adalet yerini bulur mu, göreceğiz...