Hayat bazen öyle sürprizlerle dolu ki... Denizli'de yaşanan son olay da bunun kanıtı adeta. Cezaevinden çıkan sekiz kişi, özgürlüklerine kavuştukları o ilk anları beklenmedik bir şekilde değerlendirdiler.
Kim derdi ki hapishane kapısından çıkar çıkmaz ilk durak bir şairin mezarı olsun? Ama oldu işte. Tahliye olduktan sonra hep birlikte soluğu Nazım Hikmet'in kabri başında aldılar. O anları görenlerin anlattığına göre, gözlerdeki o özgürlük sevinciyle hüzün garip bir şekilde iç içe geçmişti.
Şiirler Eşliğinde Anma
Mezar başında sadece dua etmekle yetinmediler tabii. İçlerinden biri -kim olduğunu tam bilemiyorum ama- Nazım'ın o meşhur 'Yaşamaya Dair' şiirinden dizeler okudu. "Yaşamak şakaya gelmez,/ büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın" mısraları havada çınlarken, orada bulunan herkesin yüzünde garip bir tebessüm belirdi. Sanki tam da onların hikayesini anlatıyordu bu sözler.
Aslında düşününce ne kadar anlamlı değil mi? Özgürlüğün kıymetini en iyi kaybedenler bilir derler ya, bu sekiz kişi de tam olarak bunu yaşıyordu. Yıllar sonra ilk kez istedikleri yere gitme, sevdiklerini görme özgürlüğünü bir şairin ruhuna saygı duruşuyla taçlandırdılar.
Sosyal Medyada Yoğun İlgi
Olay kısa sürede sosyal medyaya düştü tabii. İnsanların tepkileri oldukça ilginçti. Kimi "Ne kadar duygulandırıcı bir davranış" diyordu, kimi ise "Böyle anlamlı bir ziyaret için neden hapse girmek gerektiğini" sorguluyordu. Bana sorarsanız -ki soruyorsunuz herhalde- insanların hayatlarındaki dönüm noktalarını nasıl yaşayacaklarına dair ilham verici bir hikaye bu.
Şu kesin ki, Nazım Hikmet'in mezarı her zaman farklı hikayelere tanıklık ediyor. Ama eminim bu ziyaret, en sıra dışı olanlardan biriydi. Özgürlüğün ilk dakikalarını bir şairin ruhani varlığıyla paylaşmak... Düşünsenize, hayatın size verdiği ikinci şansı böyle anlamlı bir yerde karşılıyorsunuz.
Belki de hepimizin öğrenmesi gereken bir ders var bu hikayede: Özgürlük denen o kıymetli hazineyi ancak kaybettiğinde gerçekten anlıyorsun. Ve onu geri kazandığında, ilk işin en anlamlı yere koşmak oluyor.