Vahşetin Sınırı Yok: Kardeşlerin Boğazını Kestikten Sonra Mahkemede Şoke Eden Talep!
Kardeş Katilinden Mahkemede Şoke Eden Talep!

İstanbul'da yaşanan ve toplumun kanını donduran bir olayın davası, adliye koridorlarında yankılanmaya devam ediyor. Neredeyse inanmakta güçlük çekeceğiniz bir vahşetin perde arkası, mahkeme salonunda bir bir ortaya dökülüyor.

İki masum kardeşi hunharca katletmekle suçlanan zanlının, duruşma sırasında yaptığı talep, savcıları bile şaşkına çevirdi. Sanığın ağzından dökülen o sözler, salonu buz gibi bir sessizliğe gömdü adeta.

Mahkeme Salonunda Donup Kalanlar

Duruşma devam ederken, sanık beklenmedik bir talepte bulundu. Öyle sıradan bir talep değildi bu. İki cana kıymakla suçlandığı davada, neredeyse hiç oralı olmayan bir tavırla konuşuyordu. Sanki o değil de başka biriymiş gibi...

"Ben masumum" demekle yetinmedi. Daha fazlasını istedi. Öyle bir şey ki, mahkeme heyetinin bile bir anlığına donup kaldığını söylüyor tanıklar. İnsanın aklının almakta zorlandığı türden bir talep.

Vahşetin Anatomisi

Olayın detaylarına gelince, insanın tüyleri ürperiyor doğrusu. İki kardeş, hayatlarının baharında can verdi. Boğazları kesilerek işlenen bu akıl almaz cinayet, semt sakinlerini derinden sarstı.

Komşuların anlattıkları ise durumun vahametini gözler önüne seriyor: "Aylardır konuşuluyor bu olay. Kimse inanamıyor böyle bir vahşete. İki genç, daha hayatlarının en güzel yıllarında..."

Sanığın Şaşırtan Tavrı

Mahkeme salonundaki en çarpıcı an ise sanığın ifadesi sırasında yaşandı. Öyle bir taleple geldi ki, savcı ve avukatlar birbirlerine baktı adeta. "Bu nasıl bir cüret?" sorusu okunuyordu yüzlerinden.

İnsan diyor ki, acaba hiç mi pişmanlık duymuyor? Ya da belki de işlediği suçun büyüklüğünü kavrayamıyordur. Kim bilir...

Davaya bakan hâkimler bile, kariyerlerinde nadiren karşılaştıkları bu durum karşısında nasıl bir yol izleyeceklerini düşünüyor olmalı. Çünkü bu, sıradan bir dava değil. Toplumun adalet anlayışını da sorgulatan türden bir vaka.

Sonuç olarak, bu korkunç olayın yaraları sarılmaya çalışılırken, adalet mekanizması da işini yapmaya devam ediyor. Fakat şu bir gerçek ki, mahkeme salonunda duyulan o talep, uzun süre hafızalardan silinmeyecek gibi görünüyor.