Adana'da yaşanan ve yürekleri burkan bir cinayet davasında, sanığın gerçek yaşı adeta bomba etkisi yarattı. Olayın üzerinden aylar geçmesine rağmen, adalet arayışındaki son perde hayli ilginç gelişmelere sahne oldu.
Şehirde işlenen korkunç cinayetin zanlısı için yapılan kemik yaşı tahlili -inanması güç ama- 19 çıktı. Bu beklenmedik sonuç, davanın seyrini tamamen değiştirdi diyebiliriz. Mahkeme koridorlarında heyecan doruktaydı, kimsenin aklına gelmeyecek bir gelişmeydi bu.
Müebbet Yolda: Cezada Kritik Yükseliş
Savcılık, elde edilen yeni bilimsel bulguların ardından talebini kökten revize etti. Daha önce istenen hapis cezası, müebbet hapse yükseltildi - hem de ciddi ciddi. Adliyenin koridorlarında fısıltılar dolaşıyor: "Artık geri dönüş yok."
Mahkeme heyeti, uzman raporlarını didik didik inceliyor. Her detay, her ayrıntı titizlikle masaya yatırılıyor. Sanık avukatlarının itirazları ise -ne beklenirdi ki- havada kalıyor gibi görünüyor.
Adli Tıp Konuştu: Bilim Ne Diyor?
Olayın belki de en çarpıcı yanı, modern adli tıp yöntemlerinin devreye girmesi oldu. Kemik yaşı tespiti -inanın bana- öyle kolay bir iş değil. Uzmanlar aylarca uğraştı, görüntüleri inceledi, verileri analiz etti. Sonuçta ortaya çıkan tablo herkesi şaşkına çevirdi.
Peki ya sonra? Mahkeme süreci tüm hızıyla devam ediyor. Bir sonraki duruşma tarihi açıklandığında, salondaki gerginlik adeta elle tutulur hale geldi. Sanığın ailesi, mağdurun yakınları, avukatlar... Hepsi aynı sorunun cevabını arıyor: Adalet ne diyecek?
Bu dava, sadece bir cinayet davası olmanın ötesinde, adli sistemimizin işleyişine dair de önemli ipuçları veriyor aslında. Kanıtlar konuşuyor, bilim konuşuyor - geriye sadece mahkemenin kararını beklemek kalıyor.
