Samsun'un Bafra ilçesinde meydana gelen ve Türkiye gündemini uzun süre meşgul eden Kızılırmak faciasında, eşi ve oğlunun ölümüne ilişkin tutuklu bulunan Dr. Serdar Kıyak, Elazığ'da kaldığı cezaevinde intihar etti. Yaşanan son gelişme, olay dosyasına yeni bir şok dalgası ekledi.
Olayın Başlangıcı ve Tutuklama
12 Eylül 2025 tarihinde, saat 18.00 sıralarında, Bafra'nın Asar Mahallesi Altınkaya Barajı yolunda Dr. Serdar Kıyak'ın kullandığı otomobil Kızılırmak Nehri'ne uçtu. Kazada, araçta bulunan Kıyak'ın eşi Gülşah Karaman Kıyak (34) ve henüz 1 yaşındaki oğlu Alperen Poyraz hayatını kaybetti. Dr. Kıyak ise kazadan yara almadan kurtuldu.
İlk ifadesinde, eşi ve oğlunun uyuduğunu, kendisinin ise navigasyona baktığı sırada kontrolü kaybettiğini söyleyen Dr. Kıyak'ın anlatımı ile olay yeri incelemeleri çelişkiler ortaya koydu. Soruşturmada, kaza yerinde herhangi bir fren izine rastlanmadı. Ayrıca tanıklar, Kıyak'ın olay anında kenarda beklediğini ifade etti. Dr. Kıyak'ın 112'yi aramadığı, cüzdan ve cep telefonunun ise üzerinde olduğu tespit edildi.
Eşinin yakın arkadaşlarına gönderdiği mesajlarda, kocasından tehdit aldığını ve kendisine zarar vereceğini söylediği anlaşılan Gülşah Kıyak'ın şikayetleri dosyada yer aldı. Ayrıca, Dr. Kıyak'ın aynı hastanede çalışan bir psikolog ile ilişkisi olduğu ve bu nedenle sürekli tartıştıkları iddia edildi.
Çelişkili ifadeleri ve toplanan deliller neticesinde, 17 Eylül'de 'tasarlayarak kasten öldürme' suçundan tutuklanan Dr. Serdar Kıyak, bir süre sonra cezaevinde ilk intihar girişiminde bulundu. Tedavisinin ardından Elazığ 1 No'lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na sevk edildi.
Cezaevinde Yaşanan Son Trajedi
1 Aralık 2025 tarihinde, akşam saat 19.30 sıralarında, Dr. Serdar Kıyak bulunduğu koğuşta, bir çöp poşetini kullanarak kendini havalandırma penceresinin korkuluklarına astı. İnfaz koruma memurlarının müdahalesine rağmen kurtarılamayan Kıyak, cezaevi semt polikliniğine kaldırıldı ancak tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi.
Dosyada Kalan Soru İşaretleri
Dr. Serdar Kıyak'ın intiharı, başından beri birçok şüphe ve tartışmayı beraberinde getiren Kızılırmak faciası dosyasını daha da karmaşık hale getirdi. Olayın nasıl gerçekleştiği, delillerin ne anlama geldiği ve şüphelinin psikolojik durumu gibi konulardaki sorular yanıtsız kalırken, sanığın ölümü soruşturmanın seyrini de etkileyecek gibi görünüyor. Kamuoyu, adaletin tecelli edeceği günü beklerken, geride kalan aileler ise derin bir acı ve cevapsız sorularla baş başa kaldı.