Çığlı'da adeta bir deja vu yaşanıyor. Kamu çalışanları, daha önce de defalarca yaptıkları gibi, bugün yine iş bırakma eylemine başladı. Sanki bir kısır döngünün içinde dönüp duruyoruz - sorunlar çözülmüyor, memurlar greve gidiyor, birkaç gün sonra her şey eskisi gibi devam ediyor. Ama bu sefer farklı olabilir mi acaba?
Olayın detaylarına inecek olursak - ki bence bu sefer gerçekten inmeliyiz - çalışanların temel talepleri aslında oldukça basit. Daha iyi çalışma koşulları, hak ettikleri ücretler ve saygı görmek istiyorlar. Kim istemez ki?
Eylemin Perde Arkası
Greve katılan memurlarla yaptığım kısa sohbetlerde hissettiğim şey, artık sabırlarının tükendiği. "Yeter!" diyorlar adeta. Bir kamu çalışanının dediği gibi: "Biz robot değiliz, insanız. Ve insanca yaşamak istiyoruz."
Peki ne olacak şimdi? İşte asıl merak edilen bu. Yetkililerden henüz bir açıklama gelmiş değil - ki bu da durumun ciddiyetini gösteriyor bence. Belki de bu sefer gerçekten masaya oturup konuşma zamanı geldi.
Geçmişten Bugüne
Çığlı'da benzer eylemler daha önce de yapıldı. Ama şu anki grevin farkı, çalışanların daha kararlı görünmesi. Adeta "bu sefer pes etmeyeceğiz" havası var. Kim bilir, belki de bu son grev olur - ya da en azından umut ettiğimiz bu.
Grev alanında gördüğüm manzara ise oldukça düzenli. Kimse kavga etmiyor, bağırıp çağırmıyor. Sessiz ama kararlı bir direniş bu. Sanki "biz buradayız ve haklarımızı istiyoruz" demenin en medeni yolu.
Sonuç olarak - ve itiraf etmeliyim ki biraz kişisel görüşümü katacağım - bu durum sadece Çığlı'nın değil, tüm ülkenin sorunu aslında. Kamu çalışanlarının hakları herkesin meselesi olmalı. Çünkü onlar olmadan sistem işlemez. Ya da en azından sağlıklı işlemez.