Diyarbakır'da yaşanan ve toplumda derin yaralar açan o mağara cinayeti... Sanki gerilim filmlerinden fırlamış gibi duran bu korkunç olay, şimdi de sanığın çelişkili ifadeleriyle gündemde. İnsanın içini ürpertiyor doğrusu.
Olayın sanığı, sorgular sırasında ısrarla "Ben o mağaraya hiç gitmedim" diye tutturmuştu. Ama işte gerçekler, eninde sonunda ortaya çıkıyor. Telefon verileri adeta bir bomba etkisi yarattı.
Yedi Kez! Evet, Tam Yedi Kez!
Adli makamların yaptığı teknik incelemeler, sanığın o "hiç gitmedim" dediği mağaraya son bir yıl içinde tam yedi kez gittiğini gözler önüne serdi. Bu veriler öyle sıradan istatistikler değil - her biri, sanığın ifadesindaki çelişkileri yüzüne vurur nitelikte.
Düşünsenize, bir yerde cinayet işlendiğini iddia ediyorsunuz ve sanık "orayı bilmem" diyor. Sonra çıkıyor, telefon verileri tam tersini söylüyor. İnsan ister istemez "Peki, neden yalan söylüyor?" diye soruyor kendine.
Teknik Deliller Konuşuyor
Olayın üzerinden aylar geçmesine rağmen, savcılık dosyayı kapatmak şöyle dursun, üzerine daha da koyuyor. Telefon baz istasyonu kayıtları, konum verileri, hatta mağara çevresindeki kamera kayıtları - hepsi aynı gerçeği işaret ediyor.
Sanığın avukatları tabii ki farklı bir hikaye anlatmaya çalışıyor. "Müvekkilim o bölgeden defalarca geçmiştir, bu onun suçlu olduğu anlamına gelmez" diyorlar. Haklılar belki teknik olarak, ama yedi kez? Bu biraz fazla değil mi?
Mağaranın Karanlık Sırrı
O mağara... Diyarbakır'ın o ücra köşesinde, sanki kaderin kötü bir şakası gibi duruyor. İçinde yaşananlar, dışarıdakileri şoke etmeye yetiyor da artıyor bile.
Olay gününe dair tanık ifadeleri de oldukça çarpıcı. Bölge sakinleri, o gün olağandışı hareketlilik olduğunu, mağara çevresinde tanımadıkları kişiler gördüklerini anlatıyor. Kimi "gece geç saatlere kadar araba sesleri duyduk" diyor, kimi "sanki bir koşuşturmaca vardı" diye ekliyor.
Adalet İçin Bekleyiş
Dosya savcılıkta, ama herkesin merak ettiği bir soru var: Bu teknik deliller mahkemede ne kadar ağırlık taşıyacak? Ceza hukukçuları, konum verilerinin artık çok daha güvenilir delil sayıldığını söylüyor - tabii diğer delillerle desteklendiği sürece.
Mağdurun ailesi ise adaletin tecellesi için sabırsızlanıyor. "Oğlumun katili en ağır şekilde cezalandırılsın" diyor baba, gözleri dolu dolu. Annesiyse "Artık rahat uyuyamıyorum, her gece o mağaranın hayali geliyor" diye ekliyor.
Bu dosya, sadece bir cinayet davası değil aslında. Aynı zamanda teknolojinin adalet önündeki gücünü, yalanların nasıl ifşa olduğunu gösteren bir belge gibi. Sanık ne derse desin, veriler çok daha gür sesle konuşuyor - ve bu sefer, tam yedi kez.