Güneşin sıcak yüzünü gösterdiği bir öğle sonrasıydı Milas'ta. Her şey o kadar normal başlamıştı ki... Ta ki o yem fabrikasının içinde sesler yükselene kadar.
İşte o an her şey değişti. Birdenbire. Sessizliği yırtan silah sesleriyle birlikte.
Fabrikada Kanlı Son
Muğla'nın bu sakin ilçesinde, adını vermekten çekindiğimiz bir yem fabrikasında -inanması güç ama- silahlar konuştu. Ve ne yazık ki kelimelerden çok daha acımasızca.
Olay yerine ulaşan jandarma ekipleri manzarayla karşılaşınca donakaldı desek yeridir. İki cansız beden... Bir yaralı... Ve her yere sinmiş barut kokusu.
Kayıplar ve Yaralı
Hayatını kaybedenlerden biri fabrikanın -ne yazık ki artık eski- çalışanlarından 62 yaşındaki Hüseyin K. Diğeri ise 35 yaşındaki Yunus Ö. Genç sayılacak bir yaşta, daha hayatının baharında...
Yaralı olarak hastaneye kaldırılan 42 yaşındaki Harun T. ise tedavi altına alındı. Durumunun kritik olmadığı belirtiliyor -en azından şimdilik.
Olay Sonrası Operasyon
Jandarmanın olay yerinde yaptığı ilk incelemeler -söylemesi zor ama- bir hesap sorma, bir intikam alma olayına benziyor. Sanki uzun süredir biriken öfkenin patlaması gibi.
Ve tabii ki soruşturma derinleştikçe, olayın perde arkası da yavaş yavaş aydınlanmaya başladı. Üç şüpheli... Evet, tam üç kişi gözaltına alındı. İsimlerini vermek doğru olmaz şu an, çünkü henüz kesinleşen bir şey yok.
Adaletin İşleyişi
Şüpheliler ifadelerini verdiler -ve vermeye de devam ediyorlar. Savcılık her detayı titizlikle inceliyor. Çünkü biliyorsunuz, adalet sadece cezalandırmak değil, aynı zamanda gerçeği bulmak demek.
Fabrika çalışanlarıyla yapılan görüşmeler... Olay yerindeki fiziki deliller... Kamera kayıtları... Hepsi tek tek değerlendiriliyor. Zaman alacak belki, ama sonuç mutlaka ortaya çıkacak.
Milas'ın o bildik sakin havası bir silah sesiyle dağıldı işte. Ve geriye iki aile yıkıntısı, onlarca soru işareti kaldı. Hayat bazen ne acımasız olabiliyor, değil mi?