İstanbul'un Ümraniye ilçesi, dün akşam saatlerinde oldukça tuhaf bir olaya sahne oldu. Mezarlık sokakta bulunan bir binanın ön cephesine devasa bir pankart asılmıştı - hem de içeriği hiç de hoş olmayan, açıkça tehdit içeren ifadelerle dolu.
Olay yerine ulaşan polis ekipleri, neredeyse bir gece yarısı filminden fırlamış gibi duran bu manzara karşısında hiç vakit kaybetmedi. Hemen harekete geçtiler ve olay yerinde inceleme başlattılar. Görgü tanıklarıyla konuştular, çevredeki güvenlik kameralarının kayıtlarını tek tek incelediler.
Üç İsim, Bir Operasyon
Ve nihayet, emniyetin yoğun mesaisi meyvelerini verdi. Y.Z. (26), M.A. (25) ve M.D. (26) isimli üç şüpheli, sabahın erken saatlerinde düzenlenen operasyonla gözaltına alındı. Polis, bu isimlerin pankartı asmakla suçlandığını açıkladı.
Şüphelilerin ifadeleri alınırken, bir yandan da pankartın fiziksel delilleri titizlikle toplandı. İlginçtir, bu üçlünün olayla bağlantısını kanıtlayan dijital izler de bulundu - modern suçlular için klasik bir hata, değil mi?
Soruşturma Derinleşiyor
Şimdi asıl merak edilen: Bu pankartın altında yatan sebep ne? Basit bir intikam mı, yoksa daha organize bir planın parçası mı? Emniyet yetkilileri, soruşturmanın tüm yönleriyle devam ettiğini belirtiyor. Şüphelilerin geçmişleri, birbirleriyle olan ilişkileri, hatta sosyal medya hesapları bile mercek altında.
Ümraniye'de yaşayanlar ise hâlâ olayın şokunu atlatmaya çalışıyor. "Mahallemizde böyle şeyler olması gerçekten üzücü," diyor bir esnaf. "Ama polisin hızlı müdahalesi bizi biraz olsun rahatlattı."
Bu arada, savcılık devreye girdi bile. Şüphelilerin çıkarılacağı mahkeme öncesi, her detay titizlikle inceleniyor. Çünkü böyle davalarda -biliyorsunuz- küçük görünen ayrıntılar büyük fark yaratabiliyor.
Sonuç olarak, Ümraniye'deki bu pankartlı tehdit girişimi, emniyetin etkili çalışması sayesinde kısa sürede çözüme kavuştu. Ama asıl hikaye -sanırım- daha yeni başlıyor...