
Havalar soğuktu, ama yürekler daha da soğuktu o gün. Narin'i kaybedeli tam bir yıl olmuştu ve sevenleri, onun son istirahatgahının başında toplanmıştı. Sanki zaman durmuş gibiydi. Herkes, o enerjisiyle etrafı aydınlatan kadını bir kez daha yad etmenin hüznünü yaşıyordu.
Çiçekler... Öyle güzellerdi ki. Mezar taşı, rengarenk buketlerle adeta bir bahçeye dönüşmüştü. Her bir çiçek, onun için hissedilen o derin sevginin sessiz bir ifadesiydi. Kimi kırmızı güllerle gelmişti, kimi ise onun en sevdiği papatyalarla. İnsan, 'keşke burada olmasaydı' diye düşünmeden edemiyor.
Gözlerdeki Yaşlar ve Yüreklerdeki Acı
Orada bulunanlar için, bu sadece bir anma töreni değildi. Çok daha fazlasıydı. Adeta bir vedalaşma, belki de kabullenme ritüeli. Dualar okundu, her biri kalpten gelen ve gökyüzüne yükselen. İnsan, o anları görünce hayatın ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha anlıyor. Kimi ağlıyordu sessizce, kimi ise sadece dalgın dalgın bakınıyordu ufka.
— O, hepimizin kalbinde yaşamaya devam edecek, dedi sevenlerinden biri, sesi titreyerek. Ve aslında hepsi aynı şeyi düşünüyordu. Ölüm, bedeni alıp götürse de, geride kalan hatıralar asla solmuyor. Hele ki Narin gibi ışık saçan birini asla unutmak mümkün değil.
Bıraktığı Miras: Sevgi ve İyilik
Narin, geride sadece hüzün değil, aynı zamanda muazzam bir sevgi mirası bıraktı. Onu tanıyan herkes, bu enerjinin ve iyiliğin izlerini taşımaya devam ediyor. Mezarlıkta dolaşan rüzgar bile o gün daha farklı esiyordu sanki. Sevenleri, onun için yapılan bu anmanın her sene tekrarlanacağının, onun unutulmayacağının sözünü verircesine oradaydılar.
Ve tören bittiğinde, herkes oradan ayrılırken, arkalarında sadece çiçekler ve dualar değil, derin bir minnet ve özlem duygusu bıraktı. Narin, fiziken aramızda olmayabilir, ama o, kalplerdeki tahtında oturmaya devam edecek. Tıpkı o gün mezarı başında hissettirdiği gibi...