
Dicle'nin soğuk sularına bakarken gözlerindeki hüznü saklayamıyordu. Yıllardır beklediği adalet nihayet tecelli etmişti ama kızı Narin geri gelmeyecekti. Yargıtay'ın onama kararının ardından konuşan baba, 'Artık resmen biliyoruz - kızımın katili Nevzat'tır' dedi, sesi titreyerek.
O korkunç geceyi anlatırken kelimeler boğazında düğümleniyor adeta. 'Dicle'nin kenarında, ay ışığının altında...' diye başlayıp sustu bir an. Devam ederken yüzündeki ifadeyi tarif etmek imkansızdı: 'Vahşice katletti kızımı. Şimdi adalet yerini bulmalı.'
Yıllar Süren Adalet Mücadelesi
Davada son perde mi? Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Nevzat hakkındaki müebbet hapis kararını onadı. Karar aileye ulaştığında evde tuhaf bir sessizlik olmuş - ne sevinç çığlıkları ne de gözyaşları. Sadece derin bir 'oh' çekmişler, içlerindeki yük hafiflemiş gibi.
'Beş yıl oldu' diyor baba, avuçlarını sıkarak. 'Beş yıldır her sabah aynı kabusla uyanıyorum. Artık son bulacak.' Mahkeme sürecinin yıpratıcılığını anlatırken 'Sanki her duruşmada kızımı yeniden kaybediyordum' diye ekliyor.
Dicle'nin Kıyısındaki Karanlık
O gece Dicle'nin suları her zamankinden daha soğuk akmış olmalı. Cinayetin işlendiği o ıssız kıyı, artık ailenin kabusu haline gelmiş. 'Oraya gitmeyi bile göze alamıyoruz' diye anlatıyor anne, sesi kısılarak. 'Sular bize Narin'i hatırlatıyor.'
Nevzat'ın itirafları ve deliller mahkemede şok etkisi yaratmıştı. Savcılık, 'tasarlayarak ve acımasızca işlenmiş bir cinayet' diye nitelendirmişti dosyayı. Peki ya şimdi? Aile 'Artık rahat uyuyabilecek miyiz?' diye soruyor kendine. Cevap belki de Dicle'nin sessiz akışında saklı.