Hani derler ya, 'iş güvenliği can güvenliği' diye... İşte o sözün ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gösteren bir davada karar açıklandı. Kırklareli'nin İğneada beldesinde, tam 5 canın söndüğü o korkunç sel faciasının hesabı soruldu.
Olay 4 Ağustos 2021'de gerçekleşmişti. Mevsim normallerinin çok üzerinde yağan yağmur, dere yatağına kurulu bir işletmeyi adeta yutmuştu. İçeride çalışan işçiler için kaçış yolu kalmamıştı. Suyun gücü karşısında hiçbir şansları yoktu maalesef.
Mahkeme Süreci ve Şok İtiraf
Davanın seyri oldukça çarpıcıydı. İşletme sahibi M.Ç., ifadesinde "Ben zaten işçileri tahliye etmeleri için uyarmıştım" dese de, tanık ifadeleri ve deliller bambaşka bir hikaye anlatıyordu. İşçilerin ailelerinin mahkeme koridorlarında dökülen gözyaşları hala hafızalarda.
Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi, nihayet bugün o beklenen kararı açıkladı. Ve bu karar, iş güvenliğini hiçe sayanlar için önemli bir ders niteliğinde!
Çarpıcı Karar: 18 Yıl Hapis
Mahkeme, işletme sahibi M.Ç.'yi "olası kastla birden fazla kişinin ölümüne neden olmak" suçundan tam 18 yıl hapse mahkum etti. Bu ceza, iş cinayetlerinde verilen en ağır cezalardan biri olarak kayıtlara geçti.
Peki neydi bu kadar ağır bir cezayı gerektiren? İşletmenin dere yatağına kurulmuş olması, olası sel riskine karşı hiçbir önlem alınmaması, işçilerin hayatlarının hiçe sayılması... Kısacası, önlenebilir bir facianın önlenmemiş olması.
- 5 işçi hayatını kaybetti
- Aileler geri dönüşü olmayan bir acıya mahkum oldu
- İş güvenliği ihmali bir kez daha can aldı
- Adalet yerini buldu ama kayıplar geri gelmedi
Davada ayrıca, işletme müdürü H.A. için de 6 yıl 3 ay hapis cezası istendiği öğrenildi. Yargılama süreci devam ediyor.
Bu Facia Bize Ne Anlatıyor?
Aslında bu dava, sadece bir ceza davasından çok daha fazlası. Türkiye'deki iş güvenliği kültürünün -ya da yokluğunun- acı bir fotoğrafı. Kaç işyeri benzer risklerle burun buruna yaşıyor? Kaç işçi her gün 'aman bir şey olmaz' denilerek ölümle dans ediyor?
İğneada'da yaşananlar, aslında hepimizin malumu olan bir gerçeği bir kez daha yüzümüze vurdu: Can güvenliği, kâr hırsından önce gelmeli. Ama gelmiyor işte...
Bu kararın, benzer işletmeler için bir uyarı niteliği taşımasını umalım. Çünkü her iş cinayeti aslında önlenebilir bir trajediden başka bir şey değil. Ve her kayıp, geride yürekleri dağlayan bir acı bırakıyor.
