O gece her şey sıradan başladı aslında. İzmir'in o bildik sokaklarında hayat akıp giderken, kimse bir insanlık dramının sahneleneceğinden habersizdi. Ta ki o 15 el silah sesi her şeyi değiştirene kadar.
Nilay A., sadece 28 yaşındaydı. Belki ertesi gün işe gidecekti, belki de sevdikleriyle buluşacaktı. Ama hiçbir şey planladığı gibi gitmedi. Çünkü hayatının erkeği -ya da artık eski diyeceğim- onu adeta bir infaz mangası gibi 15 kurşunla delik deşik etti.
O Anları Yaşayanlar Hâlâ Travma Geçiriyor
Olay yerine ilk ulaşan komşuların anlattıkları tüyler ürpertici. "Sesleri duyduğumuzda başlarda havai fişek zannettik" diyor bir tanesi, sesi titreyerek. "Ama sonra çığlıkları duyunca işin ciddiyetini anladık."
Olay, İzmir'in Gaziemir ilçesinde meydana geldi. Saatler gece yarısını geçiyordu. Katil zanlısı M.A., eski eşi Nilay A.'yı bulduğu gibi hiç acımadan, hiç düşünmeden ateş etmeye başladı. Bir, iki, üç... Saymakla bitmeyen kurşunlar.
Kaçış ve Yakalanış
Olay sonrası M.A. olay yerinden hızla uzaklaşmayı başardı. Ama modern dünyada kimse sonsuza kadar kaçamaz -en azından bunun gibi vahşetlerde.
Polis ekipleri adeta gece gündüz demeden çalıştı. Kamera kayıtları incelendi, tanıklarla konuşuldu. Ve sonunda... Katil zanlısı M.A., olaydan kısa süre sonra yakayı ele verdi.
Mahkeme süreci hızla işledi -böyle olaylarda genelde olduğu gibi. Zanlı M.A. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ama bu, Nilay'ın ailesine teselli mi oluyor dersiniz? Sanmam.
Bir Kadının Hayatı Nasıl Yok Edildi?
Bu tür olaylar beni gerçekten düşündürüyor. Bir insan nasıl olur da bir zamanlar sevdiği -hatta evlendiği- insanı bu kadar vahşice öldürebilir? 15 kurşun... Bu bir öfke patlaması değil, planlı bir infaz gibi duruyor.
Mahalle sakinleri hâlâ şoktalar. "Nilay çok iyi bir kızdı" diyor bir komşu. "Her sabah selamlaşırdık. Kim böyle bir son beklerdi ki?"
Bu olay, toplum olarak kadına yönelik şiddet konusunda ne kadar aciz kaldığımızı bir kez daha gösterdi bana. Her gün yeni bir vahşet, her gün yeni bir kayıp. Ne zaman bitecek bu karanlık tablo?
Nilay'ın ailesine başsağlığı diliyorum. Umuyorum ki adalet yerini bulur ve bu tür olaylar bir daha yaşanmaz. Ama dürüst olmak gerekirse, pek de umutlu hissetmiyorum.