Kütahya'da, Dumlupınar Üniversitesi Evliya Çelebi Yerleşkesi'nde yaşanan olay, adeta bir kabus gibi başladı. 21 yaşındaki Merve K.'nın son günü, hiç kimsenin tahmin edemeyeceği kadar korkunç bir şekilde sona erecekti.
Olay, geçtiğimiz perşembe günü öğle saatlerinde yaşandı. Merve, kampüs içindeki yemekhaneden çıktıktan sonra yurda doğru yürüyordu. İşte o an, 25 yaşındaki şüpheli M.A., beklenmedik bir şekilde ortaya çıktı.
Son Görüntüler Yürek Burkuyor
Güvenlik kameraları, Merve'nin son anlarını acı bir şekilde kaydetmiş. Genç kızın yürüdüğü yol, aslında güvenli olması gereken bir kampüs içi yoluydu. Ancak o gün, o yol bir ölüm tuzağına dönüştü.
Şüphelinin ifadesine göre, "Aklıma esiverdi" demiş. Öyle ya, bir insanın hayatını sonlandırmak için aklına esivermek yeterli olabiliyor bazen. Ne kadar üzücü değil mi?
İtiraflar Kan Dondurucu
M.A.'nın savcılık ifadesinde anlattıkları, tüyleri diken diken ediyor. Genç kızı bıçaklayarak öldürdüğünü itiraf eden şüpheli, "Ben yaptım" diyerek suçunu kabul etmiş. Peki neden? İşte bu sorunun cevabı, belki de en korkunç kısmı.
Olay yerinde bulunan bıçak, kanıt olarak toplandı. Merve'nin üzerindeki yaralar ölümcüldü. Acı çekmeden öldüğünü ummak istiyor insan ama gerçekler o kadar acımasız ki...
Ailelerin Hayatı Bir Anda Karardı
Merve'nin ailesi, kızlarının son gününü görüntülü görüşmeyle geçirmiş. Kim bilebilirdi ki o gülüşlerin son olacağını? Üniversiteyi kazanmanın heyecanı, ailenin gururu... Hepsi bir anda söndü.
Şüphelinin ailesi ise olayı haber aldıklarında şok yaşamış. "Oğlumuz böyle bir şey yapmaz" diyen ailelerin trajik hikayesini bir kez daha yaşıyoruz. Her iki aile de bir anda hayatlarının en karanlık günlerine uyanmış.
Kampüs Güvenliği Yeniden Tartışılıyor
Bu olay, üniversite kampüslerindeki güvenlik önlemlerini yeniden gündeme getirdi. Öğrenciler artık kendilerini güvende hissetmiyor. Peki ya çözüm? Belki de daha fazla güvenlik görevlisi, daha iyi aydınlatma veya acil durum butonları...
Ancak şu bir gerçek ki: Hiçbir güvenlik önlemi, kötü niyetli bir insanın eylemlerini tamamen engelleyemez. Bu, en acı gerçeklerden biri.
Merve'nin cenazesi, memleketi Kayseri'ye gönderildi. Bir genç kızın hayalleri, umutları ve geleceği, bir anda son buldu. Geriye ise yas tutan bir aile, şok içindeki bir üniversite topluluğu ve cevapsız kalan sorular kaldı.
Bu tür olaylar, toplum olarak ne kadar kırılgan bir yapıda olduğumuzu gösteriyor. Belki de asıl sorun, kampüs güvenliğinden çok, insanların kalbindeki güvenlik açığı.