
Hayatın acımasız cilvesi bazen öyle şeyler yaşatıyor ki, yıllar geçse de yüreklerdeki yangın sönmüyor. Özgecan Aslan'ın hunharca katledilişinin üzerinden neredeyse bir asır geçmiş gibi hissettiren o karanlık gün, bugün yine gündemde.
Babası Mehmet Aslan'dan, beklenmedik bir hareket: Katil Münevver Özmen'in idam edilmesinin ardından, Özmen ailesine bir başsağlığı mesajı yayınladı. "Acıyı en iyi ben bilirim" diyen bir babanın, başka bir acılı aileye uzattığı bu el, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.
Bir Babanın Feryadı: "Acı Paylaşıldıkça Azalmaz Ama..."
Mehmet Aslan'ın sözleri yürek burkuyor: "Benim ciğerparem gitti, onların da evladı gitti. Hiçbir anne babanın bu acıyı tatmasını istemezdim." Sanki zaman donmuştu o an - bir baba, kızının katilinin ailesine, belki de en zor şeyi yapıyordu: Merhamet göstermek.
Twitter'daki paylaşımında, taziyelerini ileten Aslan, "Bu acıyı tarif etmek mümkün değil" diye ekliyordu. Kelimeler dökülürken, her bir harfin altında yatan o görünmez ağırlığı hissetmemek elde değil.
Toplumsal Travmanın İzleri
2015'in o karanlık Şubat'ında, 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan'ın vahşice öldürülmesi, Türkiye'yi sarsmıştı. Sokaklar inledi, kadınlar isyan etti. Bugünse, o korkunç olayın taraflarından gelen bu beklenmedik mesaj, herkesi derinden etkiledi.
Psikologların dediği gibi, "Travmalar asla bitmez, dönüşür." Mehmet Aslan'ın bu hareketi de, belki de o korkunç travmanın en insani dönüşümlerinden biriydi.
Şimdi soruyor insan kendine: Acıyı böylesine yüce bir şekilde taşıyabilmek, insan ruhunun nerelere varabileceğinin kanıtı değil mi? Cevap herkese göre değişebilir ama bir gerçek var ki, bu mesaj, Türkiye'nin ortak hafızasına kazınacak cinsten.