
Hayat bazen öyle acımasız dönemeçler sunuyor ki, nefesinizi kesiveriyor. Özlem de tam böyle bir dönemeçte, boynuna dolanan ranza ipiyle hayata veda etti. İki gün boyunca yaşam mücadelesi verdi ama kaderin cilvesine yenik düştü.
O gece her şey normal görünüyordu belki de. Yatağına uzanmış, belki bir kitap okuyordu. Kim bilebilirdi ki ranzadaki o masum görünen ipin ölümcül bir tuzak olacağını? İşin tuhaf yanı, ailesi bile nasıl olduğunu anlamakta güçlük çekiyor.
İki Günlük Umut ve Sonrası
Hastaneye kaldırıldığında doktorların yüzündeki ifade her şeyi anlatıyordu aslında. "Durumu kritik" denmişti, ama aile umudunu kaybetmemişti. Yoğun bakımda geçen o 48 saat, belki de onlar için bir asır kadar uzun geldi.
Komşular anlatıyor: "Çok neşeli bir kızdı, böyle bir şeyi asla düşünemezdik." Peki ya gerçekten kaza mıydı? Yoksa gözden kaçan işaretler mi vardı? İşin bu kısmı hâlâ karanlıkta.
Uzmanlar Ne Diyor?
Psikologlar bu tür vakalarda dikkat edilmesi gereken noktalara değiniyor:
- Ani davranış değişiklikleri
- İçe kapanma
- Uyku düzeninde bozulmalar
"Bazen en mutlu görünen insanlar en çok acı çekenler olabiliyor" diyor bir uzman. Özlem'in durumunda ise her şey çok ani gelişmiş.
Aile şimdi hem yas tutuyor hem de cevaplanmamış sorularla baş etmeye çalışıyor. Mahallede ise derin bir sessizlik hakim. Herkes "Keşke..." diye başlayan cümleler kuruyor ama iş işten geçmiş.
Bu olay, evlerimizdeki görünmez tehlikelere dikkat çekmesi açısından da önemli. Kim derdi ki bir ranza ipi böyle bir trajediye yol açabilir?