Hani derler ya, 'ateş düştüğü yeri yakar' diye... Sakarya'da yaşanan ve tüyleri diken diken eden o silahlı saldırının üzerinden henüz çok zaman geçmemişti ki, adalet bekleyenler için yeni bir perde aralandı.
Olay, geçtiğimiz günlerde bir iş yerine yönelik düzenlenen ve neredeyse bir aksiyon filminden fırlamış gibi duran kursunlama saldırısıyla başlamıştı. Silah sesleri arasında korku dolu anlar yaşanmış, bölge adeta bir savaş alanına dönmüştü.
İlk Durak: Adli Kontrol
Şüpheli, olayın hemen ardından gözaltına alınmıştı elbette. Fakat -inanması güç ama- savcılık ifadesinin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Sanki hiçbir şey olmamış gibi, dışarı çıkıvermişti.
Bu karar, mağdurlar ve aileleri için tam bir şok etkisi yaratmıştı. 'Nasıl yani?' diye soruyordu herkes. Silahlı saldırı gibi ciddi bir suçun faili, nasıl olur da bu kadar kısa sürede sokağa dönebilirdi?
Beklenmedik Dönüş
Fakat adalet bazen beklenmedik kapılardan gelir. Yeni deliller, yeni tanıklar derken dosya yeniden hareketlendi. Öyle ki, savcılık hemen harekete geçti ve şüphelinin yeniden yakalanması için emir çıkarttı.
Ve işte o an... Daha dün özgürce dolaşan zanlı, bu kez kapandığı hücreden çıkamayacak şekilde tutuklandı. Mahkeme, 'suç işleme şüphesinin kuvvetli olduğuna' kanaat getirdi ve cezaevine gönderilmesine karar verdi.
Bu gelişme, olayla ilgili takip edenler için adeta nefes aldırdı. Çünkü biliyoruz ki, toplumun huzuru için adaletin tecelli etmesi şart.
Peki Ya Sonrası?
Şimdi herkesin aklında aynı soru: Bu tutuklama, olayın tam anlamıyla çözüldüğü anlamına mı geliyor? Yoksa daha bilinmeyen, ortaya çıkmamış detaylar mı var?
Bir gerçek var ki, Sakarya'da yaşanan bu silahlı saldırı, sadece bir iş yeri duvarına isabet eden mermilerden çok daha derin izler bıraktı. Toplumun hafızasında, 'güvenlik' kavramını bir kez daha sorgulattı.
Adalet yerini bulur mu? Cevabını zaman gösterecek elbette. Fakat şu an için, en azından bir adım atıldığı kesin.
