Hava cumartesi akşamüstüne doğru çökerken, Samsun'da sıradan bir mahalle sessizliği ölümcül bir haberle paramparça oldu. İlkadım ilçesi, Gürsel Mahallesi'nde -o bildik apartmanlardan birinin dördüncü katında- 72 yaşındaki H.Y., evinde hayatını kaybetmiş halde bulundu.
Komşuların 'bir şeyler ters gidiyor' hissiyle yetkililere yaptığı ihbar, aslında korkunç bir gerçeğin kapısını aralıyordu. Polis ekipleri olay yerine ulaştığında, karşılaştıkları manzara içler acısıydı: Yaşlı adam, başından tek kurşun yarasıyla yerde yatıyordu.
Odayı Sessizlik Değil, Şüphe Kaplamıştı
İşin tuhaf tarafı, yanı başında bir tabanca ve -dikkatle yazılmış gibi duran- bir not... Bu intihar mıydı yoksa karanlık bir cinayetin parmak izleri mi? Polis, her ihtimale karşı olay yerini adeta karıncalar gibi didik didik etmeye başladı.
Şöyle bir düşünsenize: Dört katlı bir binada, belki de yıllardır komşuluk yaptığınız birinin hayatı böyle trajik bir şekilde son buluyor. İnsan ister istemez 'Neden?' diye soruyor kendine. Acaba arkasında ne gibi hikayeler bıraktı?
Adli Tıp ve CSI Ekipleri İş Başında
Olay yerine gelen adli tıp ekipleri ve crime scene investigators (olay yeri inceleme uzmanları), en ince ayrıntıyı bile atlamamak için hummalı bir çalışma yürütüyor. Parmak izleri, balistik incelemeler, o nottaki el yazısı... Her detay, bu karanlık bulmacanın bir parçası olabilir.
Tabancadan çıkan kurşun mermisi, odanın duvarlarına çarpıp durmuş muydu yoksa doğrudan hedefini mi bulmuştu? Silahın üzerindeki parmak izleri kime aitti? O notta ne yazıyordu? Bütün bu sorular, Samsun Emniyet Müdürlüğü'nün en tecrübeli dedektiflerinin zihnini meşgul ediyor.
Mahalle sakinleri ise hâlâ şoktalar. Kimi 'çok sakin bir insandı' diye anlatıyor merhumu, kimi 'son zamanlarda garip davranıyordu' diye fısıldaşıyor. Gerçek şu ki, bu olay sadece bir cinayet vakası değil, aynı zamanda bir mahallenin güven duygusunu da yerle bir etti.
Polisin soruşturması tüm hızıyla sürerken, bir yaşamın trajik sonunun ardındaki sır perdesi aralanmayı bekliyor. Bu tür olaylar insana şunu düşündürüyor: Aslında etrafımızdaki insanları ne kadar tanıyoruz?
