O gece her şey sıradan başladı. Mehtap'ın (23) evinde geçirdiği o son normal akşam... Kim bilebilirdi ki birkaç saat sonra hayatının en korkunç anlarını yaşayacağını?
Sancaktepe'nin o bildik sessizliğini acil sireni sesleri bozduğunda, saatler gece yarısını geçiyordu. Komşular pencerelere üşüştü - merakla, korkuyla. Gördükleri manzara ise akıllardan silinmeyecek türdendi.
Kanlar İçinde Yardım Çığlıkları
Genç kadın, apartman girişinde yatıyordu. Yerde... Kanlar içinde. Soluk alışverişi güçlükle fark ediliyor, yardım için mırıldanıyordu. Komşularından biri - evet, aynı binayı paylaştığı biri - onu bu hale getirmişti.
"İnanamıyorum," diyor bir tanık, sesi titreyerek. "Aynı merdivenden inip çıktığımız insan bu mu yaptı?"
Olay Yerinde Dehşet
Polis ekipleri olay yerine ulaştığında manzara içler acısıydı. Mehtap'ın vücudunda çok sayıda kesik ve yara izi vardı. Hemen ilk müdahale yapıldı - ambulansın içi adeta bir acil servis odasına dönmüştü. Doktorların yüz ifadeleri hiç iç açıcı değildi.
Peki neden? Neden bir komşu böyle bir vahşete başvurur? Cevap belki de en korkunç olanı: anlaşmazlık. Gündelik, sıradan bir tartışmanın bu boyutlara ulaşması...
Zanlı Komşu Kaçtı mı?
Olay sonrasında zanlının ortadan kaybolması işin tuzu biberi oldu. Polis geniş çaplı bir arama başlattı - sokak sokak, ev ev. Sancaktepe'de o gece kimse rahat uyuyamadı.
Şu an Mehtap hastanede yaşam mücadelesi veriyor. Durumu kritik - doktorlar ellerinden geleni yapıyor ama yaralar sadece fiziksel değil. Psikolojik travma... O iyileşmesi en zor olan.
Komşuluk ilişkileri artık eskisi gibi mi? Bu soru Sancaktepe sakinlerinin zihnini kurcalıyor. Kapılar daha sıkı kapanacak belki de - güven yerle bir oldu çünkü.
