İstanbul'da yaşanan ve tüm Türkiye'yi yasa boğan o olay... Avukat Serdar Öktem'in hunharca katledilişinin perde arkasındaki gerçekler, şüphelilerin ifadeleriyle bir bir ortaya çıkıyor. Adliyeye sevk edilen zanlıların anlattıkları, bu karanlık cinayetin belki de hiç tahmin edemediğimiz boyutlarını gözler önüne seriyor.
Olay günü yaşananları anlatmak gerçekten zor. Öktem, mesai saatleri içinde ofisine doğru ilerlerken bir anda etrafı sarılıyor. Silahlar patlıyor ve her şey saniyeler içinde olup bitiyor. İşte tam o anda, olay yerinde bulunan tanıkların duydukları inanılmaz: "İntikam alındı! İntikam alındı!" diye bağıran bir ses yankılanıyor sokaklarda.
Şüphelilerin İfadeleri Kan Donduruyor
Gözaltına alınan zanlıların savcılık ifadeleri ise -inanın bana- gerçekten içler acısı. Kimi suskun, kimi pişman görünüyor ama hepsinin ortak noktası, bu vahşi cinayetin aslında ne kadar planlı ve organize bir şekilde işlendiğini gözler önüne seriyor. Sanki bir senaryo yazılmış ve bu senaryonun oyuncuları sahneye çıkmış gibi.
Olayın hemen ardından kaçmaya çalışan şüphelilerin yakalanma anları da en az cinayet kadar dramatik. Polis ekipleri adeta bir film sahnesi gibi kovalamaca yaşarken, zanlıların sonunda pes etmekten başka çareleri kalmıyor.
"İntikam" Sözcüğünün Arkasındaki Gerçek
Peki nedir bu "intikam" meselesi? Bu sorunun cevabını bulmak için daha çok beklememiz gerekecek gibi görünüyor. Ancak emniyet yetkililerinin üzerinde durduğu nokta şu: Öktem'in avukatlık yaptığı davalar ve temsil ettiği müvekkiller arasında bu tür bir tepkiyi doğurabilecek ne olabilir?
Biliyorsunuz, hukuk camiası bu olaydan derinden sarsıldı. Meslektaşları Öktem için adalet istiyor ve bu tür saldırıların avukatlık mesleğinin özgürce icrası önünde büyük bir engel teşkil ettiğinin altını çiziyorlar. Haklılar da - kim ne derse desin, avukatlara yönelik şiddet aslında tüm topluma yönelmiş bir tehdit anlamına geliyor.
Savcılık soruşturması tüm hızıyla devam ederken, bir yandan da Öktem'in ailesi ve meslektaşları için zor günler geçiriyor. Bu acıyı tarif etmek kelimelerle mümkün değil - kaybın büyüklüğü her geçen gün daha da belirginleşiyor.
Sonuç olarak, İstanbul'da işlenen bu cinayet sadece bir avukatın hayatını kaybetmesinden çok daha fazlasını ifade ediyor. Adaletin temsilcilerine yönelik saldırılar aslında hepimizin ortak değerlerine yapılmış bir saldırı niteliğinde. Umarım bu karanlık olay aydınlanır ve benzer acılar bir daha yaşanmaz.