Ortadoğu'nun kanayan yarası yine kanıyor. İsrail Savunma Kuvvetleri'nden (IDF) gelen son açıklama, zaten derinleşen insani krizi bir kat daha ağırlaştırdı. Dört rehine daha... Evet, dört kişi daha eve döndü ama ne yazık ki cansız bedenleriyle.
İsrail ordusunun sözcüsü, sesindeki o hissedilebilir ağırlıkla durumu özetledi: "Bu insanlar maalesef hayatlarını kaybetmiş durumdaydı." Ölüm nedenleri hakkında net bir açıklama yapılmazken, Hamas'ın elinde bulundukları sırada öldükleri düşünülüyor. Kim bilir, belki de bombardıman sırasında, belki de bambaşka sebeplerle...
Acı Gerçekler ve Sessiz Çığlıklar
Ortalıkta dolaşan görüntüler var - Kızılay yetkililerinin beyaz torbaları taşıdığı anlar. Her biri bir hayat, her biri bir ailenin yıkılışı aslında. İsrail tarafı, bu acı gelişmenin detaylarını paylaşırken, uluslararası toplumun sessizliği ise adeta çığlık atıyor.
Şu an için kimlikler açıklanmadı. Ama onlar birilerinin evladı, belki anne-babası, belki de sevgilisiydi. İsimsiz dört kayıp, isimsiz dört acı.
Bölgedeki Durum Giderek Kötüleşiyor
Gazze'deki insani durum zaten içler acısıydı. Bu son gelişmeyle birlikte, uluslararası diplomasinin acilen harekete geçmesi gerektiği bir kez daha ortaya çıktı. Savaşın kazananı olmaz derler ya, burada da öyle. Kaybeden hep insanlık oluyor.
İsrail yetkilileri, rehinelerin durumuyla ilgili operasyonların sürdüğünü belirtiyor. Ancak her geçen gün yeni acılar, yeni kayıplar ekleniyor bu kanlı deftere. Dünya izliyor, biz izliyoruz - ve elimiz kolumuz bağlı oturuyoruz.
Bu trajedi, aslında hepimizin yüzleşmesi gereken bir gerçeği hatırlatıyor: Savaşın gerçek yüzü işte budur. Rakamların, stratejilerin, politik hesapların ötesinde, insan hayatlarının söndüğü acımasız bir gerçek.